| Ama önemli olan şey senin puding almayı unutmaman, değil mi? | Open Subtitles | لكن الامر المهم انك تذكرت ان تحضر الحلوى ، صحيح ؟ |
| Ya o puding olayını nasıl unutabilirim? | Open Subtitles | أنا لم أرى أي بعد ثالث وبالطبع ، كيف أنسى حادثة الحلوى المهروسة ؟ |
| Melville'nin balkonuna çıkıp puding attığımız günü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هيي , هل تذكر ذلك الوقت عندما ذهبنا إلى الشرفه عند ميلفيل و قمنا برمي الحلوى ؟ |
| Bir kutu puding Ve bir kutu karışık sebze, lütfen | Open Subtitles | وعاء حلوى إسفنجية و وعاء خضر منوعة ، من فضلك |
| Evet, ama hemen üstünde büyük bir adam puding yiyordu. | Open Subtitles | نعم، لكن مباشرة فوق ذلك رجل ضخم يأكل حلوى البودينغ |
| Kantinde yeterince pişmediğini söylediğim bir puding yüzünden olmuştu. | Open Subtitles | نتيجة مشاجره تافهه فى المطعم العسكرى يا سيدى بسبب نوعية البودنج المعروف بالبودنج المنقط |
| Hawaii seyahati için biraz daha puding almalıyım. Biliyorum, tuhaf görünüyor. | Open Subtitles | يجب أَن أَحصل على بودنج أكثرِ لهذه الرحلة إلى هاواي |
| Bugün kasabamız, yağsız puding denizinde boğulan hassas terbiyesinden kalan ne varsa hepsini yitirdi. | Open Subtitles | اليوم، فقدت مدينتنا ما تبقى لها من هشاشة أخلاقها غرقت في بحر من الحلوى قليلة الدسم |
| Kristal kâseden puding yememiştim hiç. | Open Subtitles | أنا لم أتناول الحلوى من طاسة بلورية من قبل |
| Gerçekten puding sevdiğimizi aklında bulundurmuş demek. | Open Subtitles | والذي يعني بأنها سجلت ملاحظة في عقلها بأننا أحببنا الحلوى |
| Şu anda kendini ne kadar kötü hissetsen de, çektiğin bunca acı turtanın yanında puding gibi kalıyor. | Open Subtitles | الأن,السوء الذى تشعر به الان, مع كل ذلك الالم, أنه فقط الحلوى بجانب الفطيرة. |
| puding demişken, anne, hiç tapoica kaldı mı? | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن البودينج, أمى, هل لدينا مثل تلك الحلوى ؟ |
| Yani ben çikolatalı puding biterse yenen meyve salatası mıyım? | Open Subtitles | بِأَني كأس الفاكهة المعلبة وبالخارج الحلوى الشوكولاتية؟ |
| Sanatı tatlıya benzettiler: puding tattığınızda şefin niyeti, tadı veya dokusundan zevk almanızı etkilemez. | TED | لقد قارنوا الفن بالحلوى: عندما تتذوق حلوى البودنغ، نوايا الشيف لا تؤثر على ما إذا كنت تستمتع بنكهتها أو قوامها. |
| 'Kurtlu' kek, ıslak puding, ökseotu altında harika ıslak öpücükler. | Open Subtitles | الكعك القذر، حلوى البودنغ، والقبلات الرطبة الكبيرة تحت الأشجار. |
| Ben biraz hazır puding yapacağım sen de iki saat sonra yiyebileceksin. | Open Subtitles | سأحضّـر بعض حلوى البودنغ و لا يمكنك أكلهـا لـسـاعتين |
| Sık seyahat miline çevrilebilen puding ve kupon biriktireceğim. | Open Subtitles | عندى أحساس أننى سأفعلها لذا سأَجمع البودنج والكوبونات التي تمكننى من كسب الأميال التى تعرضها خطوط طيران أمريكان أيرلاين |
| Hazır sebze yemeği, çikolatalı puding. | Open Subtitles | وجبة طعام إنستا فيجى حلوى بودنج الشوكولا |
| Sahtekâr beyefendimiz de ya puding yesin ya da dondurma. Ikisi birden olmaz. | Open Subtitles | ايضا سيد كون الرجل هنا يستطيع امتلاك بودنغ او بوظة ليس كلاهما معا |
| - Bu yediğim en güzel vanilyalı puding. - O tereyağı, oğlum. | Open Subtitles | هذه أجمل بودينج بالفانيلا حصلت عليها في حياتي انها زبدة يا صغيري |
| Yürü be puding, bas gaza! - Misafirimiz var anlaşılan. - Yarasa, Yarasa, Yarasa. | Open Subtitles | هيا يا (بودين) افعلها لدينا رفقاء - باتسي , باتسي , باتسي .. |
| Biraz detaya insek, mesela bozulacak bir yiyecekse, dışarıda kalmış bir puding gibi? | Open Subtitles | لنتعمق بالحديث قليلا ، ماذا لو كان الطعام قابل للتلف؟ مثل لو كان هناك نقانق أو شيء آخر متروك |
| Tek yaptığı puding yemek bulmaca çözmek, daha çok puding yemek. | Open Subtitles | وكل ما فعله اكل بعض من السجق وحل الكلمات المتقاطعة واكل المزيد من السجق |
| Limonlu puding başkanın adamına. | Open Subtitles | ان حلوي الليمون لغلام رئيس البلدية |
| Lavaboda puding damlası gördüm. | Open Subtitles | رأيت بودرة المعجنات في المغسلة - فرانك - |
| Bu karpuzun içini çikolata,puding ve M-80 patlayıcısı ile doldurdum. | Open Subtitles | ملأت هذا البطيخ بحلوى الشوكولاتة ومفرقعات نارية |
| Bir puding daha alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ أَحْصلَ على التابيوكا الآخرِ، رجاءً؟ |