| Biz sigara içilmeyen bölümde oturuyoruz... ve şu adam purosunu söndürmeyi reddediyor. | Open Subtitles | نحن نَجْلسُ في قسمِ غيرِ المدخنين وذلك الرجلِ يَرْفضُ اطفاء سيجاره |
| Bandar purosunu tüttürüp içki içebilsin diye birlikte Truman Balkonu'na çıktılar. | Open Subtitles | الإثنان كلاهما دلفا إلى شرفة ترومان حتى يمكن لبندر أن يدخن سيجاره ويحتسى مشروبه |
| Müfettiş, yanınızdaki Amerikalı hemen purosunu söndürsün. | Open Subtitles | أيها المحقق، فليطفىء صديقك الأمريكيّ سيجاره في الحال |
| Bilmiyorum ama herkimse, purosunu söndüreli fazla olmamış. | Open Subtitles | لا أعرف لكن أيا كان هو فبالكاد أطفئ سيجارته |
| Annemle kız kardeşlerimi sattığında ağladığım için sahibim gözümde purosunu söndürdü. | Open Subtitles | قام سيدي بإطفاء سيجارته بعيني لأنني بكيت عندما قام ببيع والدتي وشقيقتي |
| Diğeri ise şık, tehlikeli ve purosunu sürekli yanan bir kafa. | Open Subtitles | مظهره فاخر و يبدو خطرًا ويتصاعد الدخان من سيجاره |
| Kendisi şu anda purosunu söndürüp, stüdyoya giriyor. | Open Subtitles | الذي لتوه دخل الـ استيديو واطفأ سيجاره |
| Peki bu ilanı nereye asayım Edison purosunu öğrencilerin ortak araç hakkıyla yakan otoparkçı herifin yönettiği bir mantar parçasına mı? | Open Subtitles | و أين يجب أن أضع ذلك الإعلان على قطعة فلين صورية يتحكم بها رجل المواقف يقوم بإشعال سيجاره بأعلانات الطلاب المتعلقة بمشاركة المركبات ؟ |
| purosunu içerken gülüp duruyor. | Open Subtitles | يضحك ويضحك من خلف سيجاره |
| Ve bu da purosunu söndürdüğü duvar. | Open Subtitles | هنا أطفأ سيجاره في الجدار |
| Burası da Viktor Petrov'un purosunu söndürdüğü yer. | Open Subtitles | وهنا أطفأ (فيكتور بيتروف) سيجاره |