"rafında" - Translation from Turkish to Arabic

    • رف
        
    • الرف
        
    Öğlen, yemek vaktinde, şans eseri şömine rafında, kazara bırakılmış üç şilin ve altı peni olduğunu fark ettim. Open Subtitles في وقت الغداء لاحظت وجود 3 شلنات و 6 بنسات وضعت على رف الموقد.
    Larkspur rafında San Anselmo bölümünü bulun numara 1021 bölme 40594904. Open Subtitles اعثر على شبكة سان انسيلمو على رف الدولفين ، رقم 1021, قسم 40594904.
    Ama şömine rafında bir tane bile fotoğrafı yoktu. Open Subtitles ورغم ذلك لم توجد صورة واحدة له على رف صورك
    Bir şey daha; depodaki dolabın en üst rafında küçük bir para kasası var. Open Subtitles وشيء آخر هناك مبلغ في الرف العلوي للمخزن
    rafında duruyor diye bir '82 Bordeaux açılmaz. Ah, lütfen. Büyük işler zaman alır. Open Subtitles يا أولاد , لا يمكنكم فتح زجاجة البوردو لمجرد أنها على الرف
    rafında duruyor diye bir '82 Bordeaux açılmaz. Ah, lütfen. Open Subtitles يا أولاد , لا يمكنكم فتح زجاجة البوردو لمجرد أنها على الرف
    Şarap rafında bir MP3 çalar buldular. Open Subtitles لو وبيهولد وجدوا جهاز تشغيل الأصوات في رف النبيذ
    Onları dolabımdaki üst kattaki ayakkabı rafında buldum. Open Subtitles لقد وجدتهم على رف الأحذية في خزانة ملابسي في الطابق العلوي.
    Biriken paramızı şömine rafında saklardık. Open Subtitles " وكنا نضع مدخراتنا بالخزينة على رف الموقد "
    Dolabın en üst rafında... Open Subtitles كل هذا من الذي هناك على رف الدولاب
    Annesi oturma odasınındaki şömine rafında onlardan birini temizlemek için bekleyen birisi olabilir. Open Subtitles شخص ما الذي أمّه أزالَ a رف موقد في غرفةِ الجلوس، فقط يَنتظرُ أحد هذه.
    Burada şömine rafında çok güzel görünüyor. Open Subtitles نظرات لطيف فوق هنا على رفِ الموقد. أمّي كَانَ عِنْدَها a رف موقد مثل هذا.
    Hmm şöminemin rafında güzel bi parça olabilir. Open Subtitles سيكون جيد على رف الموقد فى بلدي.
    - O şimdi daha güzel bir yerde. -Evet. Blu-ray rafında. Open Subtitles إنه في مكان أفضل الأن - نعم على رف أقراص البلوراي -
    Elbette. Kilerin üst rafında saklıyorum. Open Subtitles طبعاً, نحتفظ به في الرف الأعلى في حجرة المؤن.
    Evim kilitli, silah rafında olurdu. Open Subtitles وبيتي لكانَ مغلقاً والمسدس لكانَ على الرف
    İyi de o para emniyetteki kanıt odasının rafında duruyor. Open Subtitles نعم, لكن المال علي الرف بغرفة الأدلة بقسم الشرطة
    Şimdi de Batı rafında sizin olduğunu iddia ettiğiniz yerleşim yeriniz var. Open Subtitles أنت حتى لديك مستوطنات على الرف الغربي الذي تدّعي أنّه ملكك.
    İşte size bunun neden sorun yarattığı: sorun, o 33 dolarlık şarabı eve götürdüğünüzde başlar, çünkü o zaman, eski rafında hangi şarabın yanında durduğu fark etmez. TED هنا توضيح لماذا هذه مشكلة: المشكلة هي أنه عندما تأخذ زجاجة نبيذ مقابل 33 دولاراً الى البيت، لا يهم أين كان وضعها على الرف أو ماذا كان بالقرب منها.
    Beni paketin içinde olan şey ilgilendiriyor, oyuncakçının rafında paketinde dururken bu karidesler sınırsız bir süre için geçici ölüm halinde bekliyorlar. TED ولكني كنت مهتمًا أكثر بما يحدث في الكيس، الكيس على الرف في المتجر حيث كان هذا الجمبري في تعليق للحركة إلى أجل غير مسمى.
    Bu ülkenin orta batısında bir çocuk kitabının, rafında bulunduğu ve sıkça hakkında konuşulduğu bir evde büyüyecek. Open Subtitles ...صبى فى الغرب الأوسط لهذه الأرض سينمو فى منزل حيث سيكون كتابك على الرف وسيتحدث عن أحوال كثيرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more