| Ve hala kendi masanızdaki raflar gibi eğlenceli şeyler yapabilirsiniz | TED | ويمكنك فعل أشياء مرحة مثل الرفوف على سطح مكتبك |
| Bütün bu raflar ve mobilyalarla daha resmi bir hava var burada. | Open Subtitles | تتمتع بجو أكثر رسمية في وجود الرفوف والأثاث. |
| Amerikan tarihinden raflar dolusu sanat eserlerine sahipti. | Open Subtitles | كان عنده الكثير من الرفوف الملأى بقطع فنية من التاريخ الأمريكي |
| - raflar için yardım gerek derim. | Open Subtitles | بوسعي القول أني بحاجة إلى مساعدة في تنظيم الأرفف |
| - Kitaplarınız için raflar. - Bu çok güzel, evet. | Open Subtitles | هذه الأرفف من أجل كتبك- هذا رائع شكرا لكي- |
| Kapıyı açtı ve penceresi olmayan 6 metreye 6 metre bir odaya girdik. Odada yerden tavana kadar uzanan raflar ve bu rafların her birinde Maya seramik koleksiyonunun parçaları bulunmaktaydı. | TED | وفتح الباب , ومشينا الى نوافذ 20 في 20 قدما غرف مع رفوف تمتد من الارض الى السقف يزدحم كل رف بمجموعته من خزفيات المايا |
| Dolaptaki raflar... İyi düşünülmüş gerçekten. | Open Subtitles | أرفف فى خزانة الملابس ,يالها من فكرة عبقرية |
| Angelo, neden dükkanımda boş raflar görüyorum? | Open Subtitles | أنجلو، لماذا أرى الرفوف الفارغة في مخزن الخاص بي؟ |
| Bu raflar alfabe ve renk sırasına göre düzenlense daha iyi olur. | Open Subtitles | هذه الرفوف ستكون أفضل بكثير لو تم ترتيبها بشكل أبجدي أو حسب الألوان. |
| Sonra üzerini cilalayacağım ki raflar güzel gözüksün. | Open Subtitles | وبعدهـا عليّ إكمـال تنظيف الأرضية لكـي تبدو الرفوف مستويـة وبعدهـا السقف |
| O değerli ayakkabılarının hepsini sergileyen açılı raflar da aptalca o zaman. | Open Subtitles | أعتقد أن هؤلاء الذين وضعوا الزوايا في الرفوف التي تقوم بعرض جميع أحذيتك الثمينة شئ سخيف |
| Tüm raflar, CPUlar ve kablolar ofisteki depoda. | Open Subtitles | كل الرفوف , وحدات معالجه الرسومات , والكابلات مخزنه فى المكتب |
| Üstelik, raflar gecikecek çünkü çam tahtalarda kurt var. | Open Subtitles | والطابق العلوي،و الرفوف ستتأخّر... لأنخشبالصنوبر.. الذى طلبناه به خنافس. |
| Geçen gece, bu raflar Elite doluydu. | Open Subtitles | ليلة أمس هذه الرفوف حمّلت بالنخب. |
| raflar eğri değil. Zeminin engebeli. | Open Subtitles | الأرفف ليست مائلة، إنها الأرضية |
| İnşa şeylerini severdi: raflar, sandalyeler. | Open Subtitles | كان يحب بناء الأشياء ، الأرفف ، والكراسي . |
| Buraya raflar yerleştirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني تزويده ببعض الأرفف |
| Büyük giysi dolapları ve ayakkabıları için özel raflar almak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | تعيّن عليهم طلب مجموعة من خزائن الملابس الكبيرة بالإضافة الى رفوف مصممة خصيصاً لحفظ أحذيتها |
| Tamam. 80 GPUları şu duvara raflar hâlinde koyarım. | Open Subtitles | حسنا, سأضع 80 من وحدات معالجة الرسومات على رفوف في هذا الحائط |
| Louie, içinde raflar var. Oraya sığamaz ki. | Open Subtitles | لوي هذا داخله رفوف لن يتسع لها |
| İnsan parçalarıyla dolu raflar fena değil miydi? | Open Subtitles | أرفف مليئة بالقطع الأدمية ليس أمراً سيئاً؟ |
| Sabit masa veya raflar olsun mu? Ne istersin? | Open Subtitles | أتريدين مكتب مدمج أم أرفف ماذا تريدين ؟ |