"rahatlatıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • مريح
        
    • راحة
        
    • بالراحة
        
    • يريحني
        
    • تريحني
        
    • أسترخي
        
    • مريحة
        
    • منعش
        
    • يريحنى
        
    • يساعدني لأهدأ
        
    • يهدّئني
        
    • أحد سجايا تصفية الذهن
        
    Aynı tür bir yardım için sırada olduğumu bilmek rahatlatıyor. Open Subtitles إنه لشيء مريح ان اعرف انك ستساعديني بعد أن ساعدتية.
    Ben de. Burada işlere göz kulak olduğunu bilmek beni rahatlatıyor. Open Subtitles أنا ممنون أيضا ذلك يعطيني راحة بال لمعرفتي أنك ستبقي عينك على الأمور هنا
    Tatlım, yüksek topuklu müşterilerinin ailemin plajında edepsiz davranışlarını bilmek beni rahatlatıyor. Open Subtitles يا عزيزي,هذا يشعرني بالراحة لمعرفة أن ضيوفك الأثرياء يمرحون على شاطئ عائلتي
    O hatıralarla sarmalanıp onlarla ağlamak istiyorum, çünkü bu beni rahatlatıyor. Open Subtitles .أريد أن أنشغل بهذه الذكريات .أن أبكي فوقها لأن ذلك يريحني
    Bu mektup eline hiç geçmeyebilir ama yazmak beni rahatlatıyor. Open Subtitles قد لا تصل إليكِ هذه الرسالة أبداً، لكن الكتابة تريحني
    - Beni rahatlatıyor. Open Subtitles ــ إنها تجعلني أسترخي
    Dürüstlüğün beni rahatlatıyor. Open Subtitles أمانتكِ مريحة جداً
    Bana deli demeniz sizi rahatlatıyor. Open Subtitles هل الأمر مريح لك أن تلقبنى بالمجنون ؟ نعم, مريح جدا
    Başkaları ne diyor umurumda değil. Masaj rahatlatıyor. Open Subtitles لا أهتم بما سيقوله الآخرين المساج مريح جداً
    Yine de, onun şu an bu dünyanın daha ötesinde olduğunu düşünmek, rahatlatıyor. Open Subtitles إنه مريح بطريقة لمعرفة من أنها وراء هذه الكمية من الدموع
    Senden çok şey istediğimizi biliyoruz fakat varlığın bizi rahatlatıyor. Open Subtitles نطلب الكثير منكَ فى هذا، لكن وجودك راحة كبيره.
    Ama şimdi yapacaklarımın senin hayrına olduğunu bilmek beni rahatlatıyor Matthew. Open Subtitles , لكنني أخذت راحة بمعرفة بأن ما أفعله الآن هو لمصلحتك , ماثيو
    Stresli anlarımda beni çok rahatlatıyor. Open Subtitles إنها تمنحني راحة كبيرة في الأوقات العصيبة.
    Ben olamadığım zaman Charlie'nin yanında birinin olması insanı rahatlatıyor. Open Subtitles إنني أشعر بالراحة لوجود شخص مع تشارلي عندما لا أستطيع أن أكون موجودة
    Evet, enkaz ve harabeye dönmüş bir yer içimi oldukça rahatlatıyor. Open Subtitles أجل، وأنا متأكدة أنك تشعر بالراحة وسط اللصوص والمفسدين
    Bu iyi insanların yanında olman içimi rahatlatıyor. Open Subtitles يريحني أن أعلم بأنك في صحبة أشخاصاً رائعون.
    Amatörlerin yakınlarda olması beni rahatlatıyor. Open Subtitles الأمر يريحني أن أتواجد بالقرب من الهاوين
    ! - Öyle, o biçici. - Hoşlanıyorum, rahatlatıyor beni. Open Subtitles ـ أجل، أنه كذلك ـ أستمتع بها، أنها تريحني
    Ama inandıklarımın vardığı nokta beni daha çok rahatlatıyor. Open Subtitles أختار النتيجة التي تريحني أكثر
    Resim çizmek beni rahatlatıyor. Open Subtitles الرسم يجعلني أسترخي.
    - Küvette yatmak çok rahatlatıyor. Open Subtitles الحمّامات مريحة جداً.
    Tıp fakultesinde öyle düşünmeseler de itiraf etmeliyim ki, tavrın insanı rahatlatıyor. Open Subtitles ليس ما علمنا في مدرسة سيدة الطبيب. ولكن لا بد لي من القول، والموقف الخاص بك هو منعش جدا.
    Hayatınızı, arkadaşlarınız hayatı adına vereceğinizi bilmek, beni rahatlatıyor. Open Subtitles يريحنى معرفة أن حياتك ليست عزيزة عليك كثمن تدفعة من أجل محبة رفاقك
    Beni rahatlatıyor. 86'daki Mets kadrosunu sayıyorum. Open Subtitles يساعدني لأهدأ, أنا اتذكر تشكيلة فريق "ميتس" سنة86.
    Bu, beni rahatlatıyor ve dinleyeceğiz. Bu her kimse kadın olsa iyi olur. Hey, Carrie! Open Subtitles ،إنه يهدّئني وستستمعون إليه ، مهما يكن هذا من الأفضل ان تكون إمرأة
    - rahatlatıyor. Open Subtitles -إنّه أحد سجايا تصفية الذهن .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more