"rahatsızım" - Translation from Turkish to Arabic

    • مرتاحة
        
    • مرتاح
        
    • مرتاحا
        
    • مرتاحاً
        
    • بالراحة
        
    • متضايق
        
    • مرتاحه
        
    Ben de nam salmış bir katille aynı çatı altında uyumaktan rahatsızım. Open Subtitles وأنا بكل بساطة غير مرتاحة للنوم في نفس المنزل مع قاتل مشهور
    Bak, ben, yani, sizi tek başınıza bırakmaktan rahatsızım. Open Subtitles أنظروا, أنتمتعلمون, أني لست مرتاحة لترككم وحدكم هنا يا رفاق
    Bu konuyu eşiniz olmaksızın tartışmak konusunda rahatsızım. Open Subtitles أنا حقا لست مرتاحة لمناقشة ذلك بدون وجود زوجك.
    Anne, inan bana, sen bunu istememden ne kadar rahatsızsan ben de istemekten o kadar rahatsızım. Open Subtitles أمى, استطيع أن أطمأنك, أنا غير مرتاح لهذا اسألك لفعل هذا
    Açık konuşmak gerekirse, bu konu hakkında biraz rahatsızım. Open Subtitles لكن لأكون صريحا معك لست مرتاحا لهذا الوضع
    Şu numarayla halkı aldattığım için rahatsızım. Open Subtitles هذا تدليس لست مرتاحاً لخداع كل هؤلاء الناس
    Hayır, sadece kaynayan lav nehrinin üstündeki dökük bir köprüde olmaktan biraz rahatsızım. Open Subtitles لا، أنا فقط لا أشعر بالراحة وأنا اسير فوق جسر على بحيرة من الحمم الملتهبة
    Bak, ben de senin kadar bunlardan rahatsızım. Open Subtitles اسمعِي، أنا متضايق من كل هذا مثلك تماماً.
    Ben sadece Özel hayatımla iş hayatımın birbirine karışmasından rahatsızım. Merak etme. Bundan böyle ben yüzsüz arsız bir jokeyim. Open Subtitles انا لست مرتاحة فحسب بمزج حياتي الشخصية مع حياتي العملية لاتقلقي من الان فلاحقا انا عاملة نكرة بلا ملامح
    Bana göre adil değil çünkü benim kabul ettiğim şey bu değildi ve bu durumdan çok rahatsızım. Open Subtitles هذا ليس عادلاً ليّ لأنني لم أوافق على هذا و أنا غير مرتاحة للغاية
    Soyunma odasında çok rahatsızım. Etrafta çıplak erkekler varken. Open Subtitles غير مرتاحة فى غرفة اللاعبين مع رجال عراة
    bugün bir kaza oldu ve onun büromda olmasından rahatsızım . Open Subtitles كانت هناك حادثة اليوم ولست مرتاحة معها على مكتبي.
    Bu tarz gizli kapaklı şeylere dahil olmaktan rahatsızım, bu benim işim değil. Open Subtitles انا غير مرتاحة من ايصال الأخبار السرية بهذه الطريقة هذا ليس عملي
    Ona âşık değilim ama onun yanında sarhoş olmaktan hayvan gibi rahatsızım. Open Subtitles ,أنا لست في الحب معه ولكن أنا بالتأكيد لست مرتاحة بالسَكِر من حوله
    Açıkçası anne, ben bu durumdan biraz rahatsızım. Open Subtitles من الواضح يا أمي أنني غير مرتاح قليلاً لهذا الوضع
    İkinizi korumasız bir şekilde göndermekten fevkalade rahatsızım. Open Subtitles أنا غير مرتاح لفكرة ذهابكما هكذا من دون حماية
    Bunu şu an hayatımda bakıcım ya da her neyimsen seninle konuşmaktan biraz rahatsızım. Open Subtitles أنا حقا لست مرتاحا نتحدث عن هذا معك كمربية، وأقل من ذلك بكثير كما أي شيء آخر كنت في حياتي الآن.
    Cidden, yemin ederim, şimdi çok rahatsızım. Open Subtitles أقسم بالله أننى لست مرتاحا الآن
    Sana söylemem gerek, ben bundan biraz rahatsızım. Open Subtitles لابد أن أخبرك أنّى لستُ مرتاحاً لهذا الأمر
    Ayakkabındaki parayı istemiyorum. Burda bulunmaktan rahatsızım. Open Subtitles ولا أريد أموال قدمك ولا أشعر بالراحة لمشاركتي هنا
    Rakibini onaylamamın ardından, Susan Ross'u... temsil etmenden biraz rahatsızım. Open Subtitles أنا متضايق قليلاً لأنك قررت ،تمثيل (سوزان روس) بعد أن أيدت خصمها
    Sadece şunu bilin ki, ofis içi Romantizminden rahatsızım. Open Subtitles أريدك فقط ان تعلم أني غير مرتاحه بوجود علاقة غراميه داخل المكتب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more