| Önümüzdeki yarım saatteki gibi şeyler. Hiçbir şey benim çocuklarımı rahatsız etmez. | Open Subtitles | أشياء مثل النصف ساعة القادمة، لا شيء يزعج أطفالي |
| Eğitmen çok rahatsız etmez dedi. | Open Subtitles | قال المدرب إن هذه السلسلة حتى لا يزعجنا. |
| bunların hiç biri sizi rahatsız etmez etmez mi? | Open Subtitles | ، لا يزعجك الأمر إطلاقاً صحيح؟ |
| Beni rahatsız etmez. İstediğini söyle. | Open Subtitles | . إن هذا لا يزعجنى مطلقاً . يمكنك أن تقول ما تريد |
| - Yine böyle bir şey yaparsa ve bu sefer birine bir şey olursa, engelleyebilecekken engellememişsen seni rahatsız etmez mi? | Open Subtitles | وهو سيفعل شيئاَ كهذا ثانيةَ هذه المرة قد يتأذى أحد الفرق هذه المرة تستطيع إيقافه ولم تفعل وهذا لا يضايقك ؟ |
| Benimle tanışmadan önce birisiyle çıkman beni rahatsız etmez. | Open Subtitles | إنه لا يضايقني بأنّك خرجت مع شخص ما قبل أن تقابلني |
| Çalışanlarını rahatsız etmez, orası kesin. | Open Subtitles | انها لن تزعج مستخدمينك، هذا مؤكد |
| Umarım eriştenin azıcık baharatlı olması seni rahatsız etmez. | Open Subtitles | آمل ألا تمانع أن تكون المعكرونة حرّيفة. |
| Kimse bizi bir daha rahatsız etmez. | Open Subtitles | ولن يقوم أحدا بأزعاجنا ثانية. |
| Kimse seni rahatsız etmez. Dikkatin dağılmaz. | Open Subtitles | ولا احد سيزعجك وانت لن تنزعج من اي شئ |
| Çocuklar da unuttu bunu, bir yetişkinin sorunları asla bir çocuğu rahatsız etmez. | Open Subtitles | لذا الأطفال نسوا أمره ما يزعج البالغ لن يزعج طفل |
| İpin bu tarafında kimse oyuncuyu rahatsız etmez. | Open Subtitles | . لا أحد يستطيع أن يزعج الممثل من خلف الحبل |
| Bu durum vergi mükellefini çokta rahatsız etmez. | TED | وهذا لا يزعج بالضرورة دافعي الضرائب. |
| Evet, işte geldik. Bunu durduracağım, böylece kimse bizi rahatsız etmez. | Open Subtitles | حسنا, ساوقف هذا حتى لا يزعجنا اى شخص |
| Burada kimse rahatsız etmez. | Open Subtitles | لن يزعجنا أحد هنا |
| Burada kimse bizi rahatsız etmez. | Open Subtitles | لن يزعجنا أحد هنا. |
| -Elbette sıralar seni rahatsız etmez. | Open Subtitles | بالتأكيد. هذه المقاعد لا يزعجك. |
| Beni rahatsız etmez. İstediğini söyle. | Open Subtitles | . إن هذا لا يزعجنى مطلقاً . يمكنك أن تقول ما تريد |
| Umarım sürekli yürüyor olmam, sizi rahatsız etmez, çünkü egzersiz yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | أرجو أن لا يضايقك أني أذرع الغرفة ذهابا وجيئة, إني أتمرن |
| Beni hiç mi hiç rahatsız etmez. Ben onu götünden de sikebilirim. | Open Subtitles | لا يضايقني أستطيع أن أمارس الجنس معها من الخلف |
| Yemeklerin vejetaryen usulde hazırlanmış olması sizi rahatsız etmez umarım. | Open Subtitles | أرجو ألا تمانع من الطعام النباتي؟ |
| Küçük süslemeleriniz beni rahatsız etmez. Şunu bil ki, bunlar Phil'in işi. | Open Subtitles | لن تقوم بأزعاجنا بتصاميمك الصغيرة (و رجاءً , أعلم أن هذا عمل ... |
| Burada kimse seni rahatsız etmez. | Open Subtitles | لا أحد سيزعجك هنا |