| O, işi açığa çıkarabilir. Üzerine sadece Rahmetli Efendimiz binebiliyordu. | Open Subtitles | هو يُمْكِنُ أَنْ يُخبرَ فقط اللورد الراحل يُمْكِنُ أَنْ يَرْكبَه |
| Pekala, siz üçünüz arkada Badula ve Rahmetli kardeşiyle... gideceksiniz. | Open Subtitles | حَسَناً، أنتم ثلاثة سَيَرْكبُوا في الخلف مَع بادولا. وأَخّوه الراحل. |
| Pekala, siz üçünüz arkada Badula ve Rahmetli kardeşiyle gideceksiniz. | Open Subtitles | حَسَناً، أنتم ثلاثة سَيَرْكبُوا في الخلف مَع بادولا. وأَخّوه الراحل. |
| Benden hoşlanmadığını ve Rahmetli karının başına gelenlerden beni sorumlu tuttuğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنـا أعرف أنك لـا تُحبني، وتعتبرني مسئولة عن أشياء حدثت لزوجتك الراحلة. |
| Gazeteleri oku. Rahmetli başka bir yozlaşmış polis tarafından öldürülmediyse tabii. | Open Subtitles | كلا إذا كان المتوفى قد قتل من قبل شرطي فاسد آخر |
| Rahmetli kocası Sir Matthew'ın vasiyetine bağlı olarak bana ve eşime kalacak. | Open Subtitles | ..فهى ستؤول لى ولزوجتى بناءا على وصية المرحوم زوجها السابق, سيد ماثيو. |
| Stanton Parish, Kızıl Bayrak'ın el üstünde tutulan Rahmetli yazarı mıymış? | Open Subtitles | ستانسون باريش هو الكاتب الميت المفضل لدى العلم الاحمر ؟ |
| Rahmetli eşi ona iki otel ve mobilyalı, geniş bir apartman dairesi bırakmış. | Open Subtitles | ترك لها زوجها الراحل فندقين وشقة كبيرة مفروشة |
| Rahmetli kocanıza saygımdan 50-50 vermeye hazırım. | Open Subtitles | كرمى لزوجك الراحل سأقوم بالعمل مقابل نصف البذور |
| Rahmetli kocamda bir tane vardı. | Open Subtitles | زوجي الراحل كان يملك واحدة فلتحل الرحمة على روحه |
| Hiç sanmıyorum. Hele ki tuvalet masasının üstünde Rahmetli Çar'ın resmini tutuyorken. | Open Subtitles | بالكاد أظن ذلك سيدي المفتش، ليس وصورة القيصر الراحل على طاولة التزيين الخاصة بها |
| Rahmetli kardeşimin çalışma hayatındaki rakibiyle akşam yemeği yiyeyim demiştim. | Open Subtitles | ارتأيت أنه من اللائق أن أتعشّى مع منافس أخي الراحل في التجارة. |
| Rahmetli kocasının kızıma bu kadar düşkün olması anlaşılır bir şey. | Open Subtitles | مفهوم، كيف أن زوجها الراحل كان مفتوناً بابنتي |
| -Sana her zaman öz oğlum gibi bakacağımı, Rahmetli annene söz vermiştim, Ralph-- | Open Subtitles | لطالما أخبرت أمك الراحلة أني سأرعاك كما لو كنت ابني بحق |
| Oturup kalkmayı ev işlerini, kısaca bu eve başı dik bir şekilde gelin olmasını ...sağlayacak her şeyi Rahmetli annemden öğrendi! | Open Subtitles | من أمي الراحلة تعلمت شغل البيت والسلوك حتى تذهب بكل فخر عروس في أي بيت |
| Mühürlü bu zarfın içinde, Bay Houdini'nin Rahmetli annesi tarafından söylenen en son sözler yazılıdır. | Open Subtitles | بداخل هذا العالم وقد كتب السيد هوديني أخر كلمات بواسطة أمة الراحلة |
| Rahmetli babamın hatıraları var burada. | Open Subtitles | هذا المكان يمثل ويحمل ذكريات أبى المتوفى |
| Rahmetli kocamın kızkardeşinin... aile içinde unutmayı tercih ettiğimiz birlikteliğinden olan kızı. | Open Subtitles | -انها ابنة أخت المرحوم زوجى -التى تتحد العائلة بأسف فى رغبتها لنسيانها |
| - Rahmetli dana eti kokusu yüzünden durdu. | Open Subtitles | تـوقف الرجل الميت بـِ سبب رائحة لحم الـبقر |
| Rahmetli kız kardeşinin hatırına bu seferlik yardım et bana. | Open Subtitles | ساعديني رجاءً فقط من أجل أختك الصغرى الميتة |
| Rahmetli annen, şimdiye kadar gördüğüm en büyük popoya sahipti! | Open Subtitles | أمك رحمها الله كانت لها أسمن مؤخرة رأيتها في حياتي |
| Rahmetli annesiyle de epey sağlıksız bir ilişkileri varmış gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو أيضا أن لديها علاقة غير صحية بدلا مع والدته المتوفاة. |
| Bununla beraber, Rahmetli babam vazgeçirmek yerine beni hep cesaretlendirdi. | Open Subtitles | لكن مع ذلك , والدي المتوفي يبدو انه كان يشجعني اكثر مما ينهاني عنه |
| Siz de idam edilmeyi hak ettiniz ama Rahmetli Bo Yong'un hatırına yaşamanıza izin vereceğim. | Open Subtitles | انتما الاثنان تستحقان قطع رقبتيكما ايضا و لكنى اظن ان بو يونج الراحله كانت ستتمنى ان ابقى على حياتكما |