"randevunun" - Translation from Turkish to Arabic

    • الموعد
        
    • موعدك
        
    • موعدكِ
        
    • بموعدك
        
    • تاريخك
        
    Tuvalete gidip geri dönmeyinceye kadar randevunun yolunda gittiğini sanıyordum. Nedir bütün bunlar? Open Subtitles ظننتُ أنّ الموعد يسير بخير حال، حتى ذهبت إلى الحمام ولم تعد أبداً.
    Bu randevunun hayalini uzun zamandır kuruyordum yemeğin, mum ışığının, sohbetin de. Open Subtitles لقد كنت أتخيل هذا الموعد لفترة طويلة الطعام، و الشموع و المحادثه
    Neden randevunun iptal olduğunu söylemedin? Open Subtitles لماذا لم تخبرها أنك ألغيت الموعد ؟ لست تحتاج المزيد من الدروس
    Tabii bu aksamki önemli randevunun bir kisminda kendini otomobil aküsüne baglamak yoksa. Open Subtitles ماعدا إن كان جزء من موعدك يتضمن ربط نفسك ببطارية السيارة
    Bir randevunun ortasında eski kocasıyla konuşan sensin. Open Subtitles انتِ التي تتحدثين مع زوجكِ السابق في منتصف موعدكِ
    randevunun tadını çıkar. Ve asansörlerden uzak dur. Open Subtitles استمتع بموعدك وابقى بعيدا عن المصاعد
    Jordana geçen geceki randevunun neyle uğraşarak geçtiğini anlattı bana. Open Subtitles قال لي جوردانا ما نزل على تاريخك الليلة الماضية.
    randevunun bittiğini ve başka birisinin beklediğini söyleseydin. Open Subtitles إذا كانت نهاية الموعد حلت إذا كان ينتظركِ أحد
    Ona bu randevunun maceralı olması gerektiğini söyledim. Open Subtitles انا اخبرته ان الموعد الثالث لابد ان يكون نوعا من المغامرة
    Bu aslında ikinci randevunun konusu olmalıydı ama evet. Open Subtitles هذا حقاً موضوع للنقاش في الموعد الثاني.. لكن نعم لدي اقدام مسطحة.
    Bak, bu randevunun arkasında annemin olduğunu biliyorum. Open Subtitles انظر ، أعرف أن أمي هي من كانت وراء هذا الموعد
    Bir noktada aperatiflere "maperatif" dedim, sonra da randevunun kalanında duymadı mı, umursamadı mı diye düşünüp durdum. Open Subtitles ''أثناء الكلام قلتُ ''مسهّلات عوض مشهّيات، و أمضيتُ بقيّة الموعد متسائلاً إن سمع ذلك أو إن كان يبالي.
    Favori içecek, renk ve ilk randevunun sütyen ölçüsü. Open Subtitles الشراب، حجم الثدي واللون المفضل ستكون أول الأسئلة الموعد.
    O randevunun ismi yazılmamış... ..yani ilk düşüncem haftalık Brezilya dergisi oldu, ama sonra salı buluşmalarının adresini fark ettim. Open Subtitles و الآن، ليس هناك عنوان على هذا الموعد. لذا، كانت أول فكره لي هي "الأسبوع البرازيلي" ولكن بعد ذلك لاحظت
    Jonny ile randevunun ilginç olduğunu duydum. Open Subtitles لقد سمعت أن موعدك مع جونى كان ممتعاً
    randevunun nasıl geçtiğini bilmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أعلم عن موعدك
    Gizli randevunun tadını çıkart. Open Subtitles اذا, استمتعي في موعدك السري
    Dinle, randevunun kötü gitmesine üzüldüm ama hastanede kalmana izin vermemem, Susan. Open Subtitles أنا أسف لأن موعدكِ لم ينجح لكنني لا أستطيع السماح لكِ (سوزان)
    Seni buraya bir randevunun ortasında gelmeye zorladım. Open Subtitles وقاطعت موعدكِ لتأتين إلى هنا
    Sen gidip randevunun keyfini çıkar. Open Subtitles عليك فقط الذهاب و الإستمتاع بموعدك
    Spagetti ile randevunun tadını çıkar. Open Subtitles حسناً استمتع بموعدك مع السباغيتي
    Sonra randevunun nasıl geçtiğini görmek için buraya geldik. Open Subtitles ثم سافرنا أكثر من هنا لنرى كيف ذهب تاريخك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more