"reddedemeyeceği" - Translation from Turkish to Arabic

• رفضه
• يرفضه
• يُرفض
• ترفضه

Kanunun zayıf tarafa bağlandığını görüyorum bu da ona reddedemeyeceği bir teklif sunmaları anlamına gelmeli.
يقولون أن القانون يطبق على الضعيف هذا يعني بالتأكيد، أنهم قدموا له عرضاً لا يمكنه رفضه

ve güneyde iş yapmaya başlayınca, kadına reddedemeyeceği bir teklifte bulundum.
وعندما تأزم عملها، قدّمتُ لها عرضًا لا تستطيع رفضه

Yargıcın reddedemeyeceği ya da yüksek bir kefalet bedeliyle bile serbest kalamayacağı bir kanıt.
دليل حتى قاضٍ فاسد أو حتى ناطق بلسان الحكومة رفيع المستوى لا يستطيع رفضه

Renzler'e reddedemeyeceği bir teklif yapacağım.
انا سأعرض على دكتور رينزلر عرض لن يستطيع أن يرفضه

Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım.
سأقدم له عرضا لن يستطيع أن يرفضه

"Ona reddedemeyeceği bir teklif yapman gerekiyor."
يجب أن تُقدّمي لها عرضاً لا تستطيع رفضه.

Bir bakayım. Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım. İşte gerçek.
دعوني أرى ، "سأقدم له عرضاً لا يستطيع رفضه ، وهذه هي الحقيقة"

Abu Dabi'li bir Şeyh'e reddedemeyeceği bir teklif yaptım.
قدّمتُ عرضاً لشيخ في "أبو ظبي" عجز عن رفضه

Benim adıma ona reddedemeyeceği bir teklif verebilirsin.
يمكنك ان تعطيه عرضاً لا يستطيع رفضه

Ona reddedemeyeceği bir teklifte bulunurlardı.
وهم سيقدمون لها عرضا لا يمكنها رفضه

reddedemeyeceği bir teklif sunacağım.
سيكون عرضاً لن يكون قادراً على رفضه

Ben reddedemeyeceği bir teklif ... yapabilirsiniz sürece
لذا ما لم تقدّمي إليّ عرضًا يتعذّر عليّ رفضه...

"Ona reddedemeyeceği bir teklif sundum."
"لأننى عرضت عليه عرضاً لا يمكنه رفضه"

reddedemeyeceği bir teklif yapılmıştı ona.
لقد اعطى عرض لا يمكن رفضه

reddedemeyeceği bir teklif yapıImıştı ona.
تم إعطائه عرضا لا يستطيع رفضه

Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım.
سنقدم له عرضا لن يستطيع أن يرفضه

Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım, merak etmeyin.
سأقدم له عرضاً لا يمكن أن يرفضه

Eğer istemiyorsa, reddedemeyeceği bir teklif yap. Patenti 1974,
وإلا، قدمي له عرضا لن يرفضه "ترادمرك 1974"

Fakir bir marangozun asla reddedemeyeceği bir teklifti.
عرض لا يمكن للنجار الفقير أن يرفضه

Annemin reddedemeyeceği bir teklif yaptılar.
قدموا إليّ عرضاً والذي لم تقدر أمي أن ترفضه