reddedilmeyi öğrenmek için bu insanlar olmamız gerekmiyor ve benim durumumda, reddedilme benim lanetimdi, benim öcümdü. | TED | ولا يجب علينا أن نكون هؤلاء الأشخاص لنتعلم عن الرفض، وفي حالتي، كان الرفض لعنتي، كان كالبُعبُع بالنسبة لي. |
Utangaç değilim. Ben sevgiyi tanıdım. reddedilmeyi tanıdım. | Open Subtitles | أنا لست خجول، لقد عرفت الحب، لقد عرفت الرفض أنا لست خائفاً من أن أُفصح عن مشاعري |
Utangaç değilim. Ben sevgiyi tanıdım. reddedilmeyi tanıdım. | Open Subtitles | أنا لست خجول، لقد عرفت الحب، لقد عرفت الرفض أنا لست خائفاً من أن أُفصح عن مشاعري |
Sorun yok. reddedilmeyi kabul edebilirim. Benim örgüm var. | Open Subtitles | لابأس , أستطيع تقبل الرفض فأنا أقوم بالحياكة |
dürüst olmamaktansa reddedilmeyi göze alabilen bir erkekle tanışmak öyle zor ki. | Open Subtitles | كم من الصعب في هذا العالم أن نجد رجل يخاطر بالرفض و بفضله على الكذب |
Mazeret uydurmak zorunda değilsin. reddedilmeyi kaldırabilirim. | Open Subtitles | لستِ مضطرة لايجاد عذر له أنا يمكنني تقبل الرفض |
Ayrıca reddedilmeyi simgeleyen mekanlar seçtiğini söyledik. | Open Subtitles | قلنا ايضا انه يختار مواقع شخصية بالنسبة له مواقع تمثل الرفض |
İkinci olarak da, bu kızlar reddedilmeyi pek hoş karşılamıyor. | Open Subtitles | وثانيا هولاء الفتيات لا يأخذن الرفض بالشكل الصحيح |
Sanırım bazıları reddedilmeyi kendine yediremiyor. | Open Subtitles | اعتقد بعض الناس لا يتعاملون بشكل جيد مع الرفض |
Sanırım bazıları reddedilmeyi kendine yediremiyor. | Open Subtitles | اعتقد بعض الناس لا يتعاملون بشكل جيد مع الرفض |
Yani, açıkça reddedilmeyi iyi karşılamayan biri olduğu belli. | Open Subtitles | حسناً، من الواضح أنه ليس بالرجل الذي يتقبّل الرفض بشكل جيد |
İşte o anda anladım ki sebebiyle ilgili kendine açık olursan reddedilmeyi kabul etmek daha kolaydı. | Open Subtitles | عندها أدركتُ أن الرفض يكون سهل التقبل عندما تكون صادقاً مع نفسك حول الأسباب. |
- Böyle bitmesini istememiştim. - Sanırım reddedilmeyi kaldıramıyorum. | Open Subtitles | لم أشأ انتهاء الأمر هكذا، أعتقدني لا أتقبّل الرفض باستحسان. |
Bu insanlar reddedilmeyi önemsemediler. | TED | جميعهم لم يدعوا الرفض يُعرّفهم، |
Bu şekilde reddedilmeyi kabullenemem. | Open Subtitles | لا أعلم كيف أتقبل هذا النوع من الرفض. |
Seni terk ettikten sonra reddedilmeyi kaldıramadın ve... | Open Subtitles | بعد أن هجرتكَ لم تستطع تحمّل الرفض |
Bu inek tipler reddedilmeyi sever. | Open Subtitles | المهووسين يحبون الرفض حقاً كما ترين، تفكيرهم هو... |
reddedilmeyi kaldırmayı beceremeyecek hâlde ama. | Open Subtitles | ليس عندما تكون عاجزة عن تحمّل الرفض. |
Muhtemelen reddedilmeyi seviyordur. | Open Subtitles | يبدو عليها في الغالب تحب الرفض. |
İki ay önce onu terk etmeye çalışmıştı ama kadın reddedilmeyi kabul etmiyordu. | Open Subtitles | حاول هُجرانها قبل شهرين، لكن لمْ تقبل بالرفض كجواب. |
- Birkaç yeni arkadaş buldum. reddedilmeyi pek kaldıramıyorum. | Open Subtitles | وجدت أصدقاء جدد إنني لا أرضى بالرفض. |