| Onlarda madde politikası reformu hareketinin bir parçası oluyor. | TED | والآن هم يصبحون جزءاً من حركة إصلاح للسياسة المتعلقة بالمخدرات. |
| Ceza adaleti reformu, insan adaletidir. | TED | إصلاح القانون الجنائي هو عدالة إنسانية. |
| Yani konu eğitim reformu ve değişimi olunca başka bir sistemi kopyalamaktan bahsedemeyiz. | TED | لذلك عندما ننظر إلى إصلاح التعليم وتحويله، هو ليس كنظام عملية الاستنساخ. |
| Hepimiz biliyoruz ki herhangi bir etkin eğitim, araştırma, sağlık ve hatta savunma reformu 10, 15, belki de 20 yıllık çalışmayı gerektirir. | TED | نعلم جميعًا أن أي نوع من الإصلاح الفعال للتعليم والأبحاث والصحة وحتى الدفاع، يستغرق 10 أو 15 أو ربما 20 سنة كي ينجح. |
| Vergi reformu yeteri kadar seksi değil. Herkes çocuklara arka çıkabilir. | Open Subtitles | الإصلاح الضريبي ليس مثيرا للغاية أي شخص يمكنه الإختباء وراء الأطفال |
| Senato Korsanlığı Reformu* yüzünden batmış durumdayım, konuşmam hazır değil. | Open Subtitles | أنا أَتوحّلُ في موضوع إصلاحِ المماطلة السياسيةِ، ولا مجال للمحادثة |
| Sosyal hizmetlerde yüksek lisans eğitimi alabildi ve şimdi hapis reformu hakkında Columbia'da ders veriyor. | TED | فكان قادرًا على الحصول على الماجستير في العمل الاجتماعي، واليوم يحاضر في كولومبيا عن تحسين السجن. |
| Batılı müttefikler, kendi bölgelerinde para birimi reformu yapmayı planladılar. | Open Subtitles | خطط الحلفاء الغربيون إلى إصلاح العملة في مناطقهم |
| Okul reformu için burada olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | كنت أعتقد أن سبب مجيئك هو الحديث بشأن إصلاح المدارس أو ما شابه |
| Bugün başkanlık adına ulusal sağlık reformu görev gücünün oluşturuluşunu duyurmak istiyorum. | Open Subtitles | اليوم أُعلن التشكيل لجنة عمل الرئيس على إصلاح الصحة الوطنية |
| Senato Korsanlığı reformu hakkında henüz konuşamadık. | Open Subtitles | أنت لم تتكلمي كثيرا اليوم حول إصلاح مماطلة مجلس الشيوخَ السياسيةِ. |
| Um, Senato Korsanlığı reformu hakkında bir şeyler zırvalayacağını zannettim. | Open Subtitles | إعتقدنَا بأنّك كُنْتَ ذاهِباً إلى الى توبيخي بخصوص إصلاح المماطلة السياسيةِ. |
| Sizinle vergi reformu konusunda konuşmak istediğim şeyler var. | Open Subtitles | لدي بَعْض الأفكارِ العظيمةِ حول إصلاح الضريبةِ أود التحدث معك حولها |
| "Bugün onaylanan eğitim reformu ve başarı yasası | Open Subtitles | إصلاح التعليم ومرسوم الإنجازات الذان وقعّتُ عليهما ليصبحا قانونيين اليوم |
| İşte ben de bundan bahsediyorum. reformu sadece bizi kandırmak için kullanıyorlar. | Open Subtitles | هذا ما أقصده بالضبط، أنهم يستخدمون الإصلاح كحجة لخداعنا |
| Vergi reformu için Amerikalılara daha ne yapmaları gerekiyor? | Open Subtitles | ما علاقتهم مع الأمريكيين في الإصلاح الضريبي؟ |
| Bu tip büyüyen hükümetlerin reformu kolaylaştırmak için Batı şirketlerinden finansal destek almalarını gerekli. | Open Subtitles | هذه الحكومات الناشئة في حاجة إلى الدعم المالي من الشركات الغربية لتسهيل الإصلاح |
| Bugün başkanlık adına ulusal sağlık reformu görev gücünün oluşturuluşunu duyurmak istiyorum. | Open Subtitles | اليوم أُعلنُ التشكيلَ لجنةِ عمل الرّئيسَ على إصلاحِ الصحةِ الوطنيِ، |
| Cumhurbaşkanı için sağlık reformu hakkında konuşuyorum. | Open Subtitles | لـ تتحدثي إلى الرئـيس عن تحسين العنايــة بالصحــة |
| Hükümet sağlık reformu paketini bugün sunacak. | Open Subtitles | ستقدم الحكومة اليوم برنامج اعادة هيكلة القطاع الصحي |
| Kendi gizlilik anlaşmasını ihlal ediyor ve Amerikan tarihindeki en büyük toplum sağlığı reformu davasında esas şahit. | Open Subtitles | ويقوم بخرق اتفاقية السرية اللعينة الخاصة به وهو الشاهد الرئيسي في أكبر موضوع صحة إصلاحي عام |
| Yeni türde ticaret anlaşmaları, teminatlı yıllık gelir için güçlü tartışma, göçmen çalışanlara tüm haklar, kurumsal paranın siyasetten çekilmesi, ücretsiz evrensel çocuk bakımı, seçim reformu ve daha fazlasına çağrı. | TED | دعوات إلى أشكال تجارية جديدة، وجدل قوي حول الدخل السنوي المستقر، وحقوق كاملة للعمالة المهاجرة، وسياسة منفصلة عن أموال الشركات، ورعاية مجانية عالمية، وإصلاح انتخابي، والكثير غير ذلك. |
| Jon Berthelsen, vergi reformu hakkındaki görüşlerimizi anlatacak. | Open Subtitles | يون بيرتلسن اقترح اعادة صياغة القانون الضريبي |
| Ev reformu, beni çok değiştirdi. | Open Subtitles | كازا ريفورما) أجدتني نفعاً كبيراً) |