Bu mükemmel düzen içinde 500'den fazla eski rejim üyesi halka karşı işlenen suçlarla itham edildi yargılanarak idam edildiler. | Open Subtitles | في حالة النظام المثالي هذه، اتُهم أكثر من خمسمائة عضو من النظام السابق ،بارتكاب جرائم ضد الشعب فتمت محاكمتهم وإعدامهم |
rejim hala fabrikaların, barış koşullarındaki gibi üretim yapmasına izin veriyordu. | Open Subtitles | النظام أصر على أن تبقى المصانع مغلقه مادام الوقت وقت سلام |
Yumruk yumruğa dövüşmeyi molotov kokteyli hazırlamayı yabancı topraklarda rejim değişikliğini körüklüyor. | Open Subtitles | و خلط الزجاجات الحارقة و التحريض على تغيير النظام في أراض أجنبية |
Yarın sandviç yiyeceğiz. rejim yapmalısın Vinnie. | Open Subtitles | غداً سنأكل السندويتشات يجب أن تتبع حمية يا فيني |
rejim yapmak istemiyorum. Rejime ihtiyacım yok. | Open Subtitles | انا لا اريد الحميه انا لا احتاج الى حميه |
Yeni rejim, acı yılların ardından insanlara yeniden ümit verdi. | Open Subtitles | نظام الحكم الجديد أعطى الناس أمل جديد بعد السنين الجرداء |
Onun yerine, kendimizi rejim değişimine doğru sürüklenmeye izin verdik. | TED | وما أن قمنا بذلك إنجرفنا على الفور نحو المطالبة بتغير النظام |
Tunus devirim sırasında, bildiğiniz üzere rejim yanlısı keskin nişancılar, sokaklardaki silahsız öğrencileri vuruyordu. | TED | أنتم تعلمون ، أنه أثناء الثورة التونسية, القناصة المتعاونون مع النظام كانوا يقتلون طلاب غير مسلحين في الشارع. |
Cevaplanması gereken bir soru daha var: Eğer Stasi bu kadar iyi organize olmuşsa, Komünist rejim neden çöktü? | TED | سؤال آخر يحتاج لإجابة: إن كانت الستاسي منظمة هكذا، لماذا سقط النظام الشيوعي؟ |
Buna ek olarak, rejim batıdan alınan borçlara bağımlı idi. | TED | بالإضافة، كان النظام معتمدا على ديون من الغرب. |
Bunun sonucunda, tüm istihbarata rağmen rejim gerçek problemlerini analiz edemedi ve dolayısıyla bunlara çözüm de getiremedi. | TED | النتيجة كانت أنه رغم كل تلك المعلومات، لم يستطع النظام تحليل مشاكله الحقيقية ولذلك لم يستطع حلها. |
rejim İnternet ve iletişimi kesmeden birkaç saat önce, gece yarısı Kahire'de karanlık bir sokakta yürüyordum. | TED | قبل ساعات من قطع النظام للإنترنت والاتصالات، كنت أمشي في شارع مظلم في القاهرة، حوالي منتصف الليل. |
Ayrıca, askeri rejim tarafından yasaklandı uzun saç, mini etek, | Open Subtitles | و قد قام النظام العسكرى أيضا بمنع إطالة الشعر و الملابس القصيره |
Bugün rejim yapanlara Aşçı Sıska Ninny'den tarifler var. | Open Subtitles | اليوم ،من أجل متّبعى النظام الغذائى هدايا لطيفة من رئيس الطهاة سكنى نينى |
rejim beni yok etmek için elinden gelen her yolu denedi. | Open Subtitles | النظام استخدم جميع الطرق الممكنة لـ ردعي. |
rejim, prensimiz Hideyori Toyotomi'ye aittir. | Open Subtitles | يرجع النظام الى اميرنا هايديورى تويوتومى |
rejim yapmıyorum. | Open Subtitles | ما هو نوع النظام الغذائي غير ذلك؟ انها ليست نظاما غذائيا. |
rejim bir hükümet sistemidir. Aradığın kelime perhiz. | Open Subtitles | الريجيم هو النظام السياسي لحكومة ما الكلمة الصحيحة هي ريجيمن |
Yarın sandviç yiyeceğiz. rejim yapmalısın Vinnie. | Open Subtitles | غداً سنأكل السندويتشات يجب أن تتبع حمية يا فيني |
Bufalo kolu ve badem unundan pizzayla epey sıkı bir rejim oldu. | Open Subtitles | انها حميه قاسيه مكونه من ساق الجاموس و البيتزا المصنوعه من دقيق اللوز |
Oradaki rejim değişikliği ile ilgili gizli planlardan bahsediyordu. | Open Subtitles | لقد تحدثت عن خطط سرية لتغيير نظام الحكم هناك ..نفس أسلوبها المعتاد |
O dünyanın ucunda baskıcı bir rejim tarafından hapsedildi ve ben neredeyim? | Open Subtitles | هي مسجونة لدى نظام قمعي في النصف الآخر من العالم و أنا ماذا أفعل ؟ |
Tamam, sen rejim yapıyorsan ben de rejim yapıyorum o halde. | Open Subtitles | حسناً، إن أردت البدء بحمية غذائية أنا سأفعل كذلك |