Dedemin rejimle ilgili endişeleri yoktu Yahudi işçileri kendi çıkarı için kullanırken hiçbir şey olmamış gibi davranırdı. | Open Subtitles | ليس لدى جدي أي مشاعر بالندم للتعامل مع النظام يتصرف وكأن شيئاّ لم يحدث في الوقت الذي يستغل اليهود العمال |
Yeni rejimle ılımlılar tarafından kovulmuş şahinler için karşı saldırı başlatmak için büyük bir fırsat. | Open Subtitles | مع النظام الجديد لابد أنهم من سبق وطرد على يد المعتدلين لقد كانت فرصة ذهبية لشن هجوم مضاد |
Ben yeni rejimle yakınlık kurmak isteyen birini istiyorum. | Open Subtitles | أريد شخصاً ما يرغب فى بناء شراكة جديدة مع النظام الجديد. |
Güncel rejimle başım derde girdi. | Open Subtitles | ووضعني في مأزق كبير مع النظام الحالي |
Pyongyang Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Kuzey Kore'nin seçkin sınıfının oğullarını eğitmek için rejimle işbirliği yapan Evanjelik Hıristiyanlar tarafından kuruldu, ama dinlerini yaymamak koşuluyla; bu orada cezası ölüm olan bir suç. | TED | جامعة بيونغ يانغ للعلوم والتكنولوجيا أسسها المسيحيون الانجيليون الذين تعاونوا مع النظام لتعليم ابناء نخبة كوريا الشمالية ، من دون التبشير -التي تعد جريمة كبيرة هناك-. |
Bay El-Masri Mısır'daki önceki rejimle yakın bağları olduğunu itiraf etti. | Open Subtitles | اعترف السيّد (المصري) أنّه كانت لديه علاقات مُقرّبة مع النظام السابق في (مصر). |
Despina eski rejimle bir anlaşma yapmıştı. | Open Subtitles | ـ(دسبينا) عقدت إتفاقا مع النظام القديم |