| rengini ve desenini çevresiyle eşleşecek şekilde değiştirebilen inanılmaz bir hayvan. | TED | فعلاً حيوان رائع يستطيع تغيير اللون و النسيج ليطابق البيئة المحيطة. |
| Söylesene, o güle bir çizik atarsam gerçek kırmızı rengini gösterir mi? | Open Subtitles | أخبرني، لو أني خدشت تلك الورة هل سأجد اللون الأحمر الحقيقي بالأسفل؟ |
| Abby vur-kaç olayındaki aracın yılını, modelini ve rengini belirledi. | Open Subtitles | آبي حددت اللون والطراز والنوع للسيارة التي صدمت ضابط الصف |
| Sadece hızla rengini değil zemine uyum sağlamak için şeklini de değiştirebiliyor. | Open Subtitles | ويمكنه ان يتغير بسرعة ليس فقط لونه ولكن شكله ليتناسب مع الخلفية. |
| Peki göz rengini tahmin edebilir miyiz? | TED | هل نستطيع التنبؤ بلون العينين؟ نعم، نستطيع. |
| Bir otelde yaşıyoruz çünkü gerçek evimizin duvarlarının rengini beğenmediğine kanaat getirdin. | Open Subtitles | و نعيش به لأنكِ قررت أنكِ لا تحبين لون جدران منزلنا الحقيقي |
| Daha çok beyaz giymelisin, gözlerinin rengini sahiden ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | ينبغي عليك ارتداء اللون الأبيض أكثر، إنه يجذب لجمال عينك |
| Her harfi ayrı ayrı fotoğrafladım. Sonra her harfin arka plan rengini ve harf biçimini değiştirdim. | TED | صوَّرت كل حرف على حدة، ثم أضفت بعض اللمسات لكل حرف واخترت اللون المناسب للخلفية ونوعية الخط الذي سيُستعمل. |
| Niçin saçının şu platin rengini değiştirmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تزيلي هذا اللون الرمادي من على شعرك ؟ |
| Ayrıca ben rengini hiç beğenmedim. | Open Subtitles | اسرق المال ؟ لقد كرهت اللون على أي حال اللون مقرف. |
| Sarı pigment suda çözünür ve kumaş açık pembe rengini alır. | Open Subtitles | اللون الاصفر يخرج في الماء ليترك لون وردي خفيف |
| Gazın deri rengini yeşerttiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولونَ أن الغاز يُحولُ جِلدكَ إلى اللون الأخضَر |
| Yoksa sen görüştüğün kızın rengini, kilosunu ya da hangi politik görüşe sahip olduğunu umursadığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنى أهتم بالطول أو الجسم أو اللون أو حتى الميول السياسية الشىء الرائع ما تشعر به عندما تمارس الحب |
| ve sağdaki de dişi. Şimdi, erkek rengini ikiye bölmeyi başarmış, bu sayede dişi onun sadece daha kibar daha nazik tarafını görüyor. | TED | و أنثى على اليمين تمكن الذكر من تقسيم لونه حتى ترى الأنثى جانب الحبار اللطيف فقط |
| Işık, foton adı verilen minik parçacıklardan oluşur ve her bir fotondaki enerji onun rengini belirler. | TED | يتكوّن الضوء من جُسيمات صغيرة تسمى الفوتونات ومقدار الطاقة الموجودة في كلّ فوتون يتوافق مع لونه. |
| Sanıkların göz rengini mahkemeye söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تخبر المحكمة بلون أعين المتهمين؟ |
| Bebeği üşümüş değildi, mutsuz da değildi karnındaki etiketin rengini gördü o kadar. | Open Subtitles | إبنها لم يكن بارد و ليس حزيناً لقد رأت لون الشاره التي بداخلها |
| Sizden katılmanızı isteyeceğim, bu yüzden siz oyunu benimle birlikte oynamak zorundasınız. Size renkli kelimeler göstereceğim. Sizden mürekkebin rengini bağırarak söylemenizi istiyorum. | TED | سأطلب منكم أن تشاركوا، وتلعبوا معي. سأريكم كلمات ملونة، وعليكم أن تذّكروا بصوت واحد الألوان التي كتبت بها هذه الكلمات. |
| Işıkların zaman içinde nasıl değiştiğini ve astronomik ışıkların rengini inceleyerek patlayan yıldızların doğası hakkında fikir sahibi oluyorum. | TED | من خلال دراسة كيف يتغير الضوء مع الوقت ولون الأضواء الفلكية، قد تكونت لدي فكرة حول طبيعة النجوم المتفجرة. |
| Karın zarı ve ince bağırsak yırtığı şu sarımtırak rengini açıklayabilirdi. | Open Subtitles | تمزق الصفاق الغشاء المصلي الشفاف والوعاء الصغير قد يفسر لونك المستهجن |
| Birkaç fosil, tüylere rengini veren bazı molekülleri bile korumuş. | TED | القليل من الأحافير قد حافظت حتى على بعض من الجزيئات التي تعطي الريش ألوان. |
| Hayır, bu doğru. Günümüzde herhangi bir şeyin rengini açabiliyorlar. | Open Subtitles | لا، ذلك حقيقي يمكنهم تبييض أي شيء هذه الأيام |
| Cildinizin beyaz parçalar ile lekelenmiş gibi görünmesi ama aslında rengini kaybetmesi. | TED | ويبدو كما لو أن بشرتك تصاب ببقع بيضاء، ولكنه في الواقع فقد للون. |
| - Sağ ol. - Ten rengini tamamlıyorlar. | Open Subtitles | شكرا لك إنهم يمدحون بألوانك |
| Trevi Çeşmesi yakınlarında bir dondurmacının önünde İtalyan pop düeti Paolo ve saç rengini değiştiren Isabella'yı gören halk heyecanlandı. | Open Subtitles | البوب الايطالى باولو وايزابيلا يبهرا الجمهور بالقرب من نافورة تريفى اظهرت ايزابيلا شعرها باللون الجديد |
| Ama herkes bilir ki kesik bir kulak rengini kaybeder. | Open Subtitles | لكن أي شخص يعرف ذلك تفقد الأذن المقطوعة لونها لا |
| Bu reaktif, minerallerin bileşimini ve rengini doğru olarak gösterebilir. | Open Subtitles | هذا الكاشف يمكنه أن يبين بدقة التراكيب المعدنية واللون. |
| Ve o zaman nasıl acı çektim... gençken hiç umursamadığım suların rengini hatırlamaya çabalarken. | Open Subtitles | وبعد ذلك عانينا في البحث عن أشخاص مثلنا كنت اتمنى أن ارى أشخاص في شبابي |