"renton" - Translation from Turkish to Arabic

• رينتون
• رنتون

Renton'un tek başına savaşabileceğinin farkındasın, değil mi?
أنت تعرف أن [ رينتون ] يستطيع قيادتهـا ؟

Renton'un Eureka'yı getirmesini elimizden geldiğince bekleyeceğiz!
! [ سننتظر [ رينتون ] قدر وقت ممكن لجلب [ إيوريكا

Açıkça anlaşılıyor ki Renton, suikastçıyı kendisine kimin gönderdiğini öğrenmeye çalışıyormuş.
(رينتون) من الواضح أنه كان يبحث عن إسم من حاول قتله

Tamam beyler, Renton davasını ve Perşembe günü olacakları konuşmamız lazım.
حسناً، شباب، أودّ التحدث عن حالة "رينتون" والتي ستحدث الخميس

Beni dinle Renton.
اسمعني يا رنتون.

Yok, onları Renton'daki Pete'in Rehincisi'ne verdim.
كلاّ، لقد بعتهم إلى ."متجر "بيتي" في مدينة "رينتون

Hey, sence Renton mu?
هيـه , أتعتقد أنه [ رينتون ] ؟

Hem, Renton şu an içinde değil mi?
! أيضـاً , أليس [ رينتون ] من يقودها ؟

Neal, beni Renton'a götürür müsün?
هل يمكنك أن تقلنى إلى حى "رينتون" يا (نيل) ؟

Renton'ın tek sabıka kaydı, 8 yıl önceki ufak bir olaydan dolayı mıymış?
(رينتون) إعتقل بسبب عدم دفعه مال قبل 8 سنوات

Polis kayıtlarına göre Renton, cüzdanını kaybetmiş ve parası olmadığı için metro istasyonundaki turnikelerin üzerinden atlarken yakalanıp tutuklanmış.
طبقا لتقرير الشرطي (رينتون) أضاع محفظته ولم يملك المال فقفز الحواجز في محطة القطار

Kız kardeşim Renton'da yaşıyor, ben de arabayla gidiyorum.
أختي تعيش في ( رينتون ) لذا أخذت سيارتـنا

"106 R, Renton caddesi, güney" şeklinde etiketlenmiş bir delil olacaktı.
لديكَ دليل هنا عن محل اللحم في ( رينتون ايف ) ، جنوبًا ؟

- Binlerce farklılık var. - Renton Brown, değil mi?
هنالك الآلاف من الخلافات - رينتون براون) , صحيح؟

- Kendisi. Kız kardeşi Leydi Renton ve ağabeyi Harry Mountevans.
الليدي (رينتون) أختُها و أخوها (هاري مونتيفانس)

Kafede takılacak. Renton'ı evine kadar takip edecek ve sonra...
سيتسكع من جديد،سيتبع (رينتون)، إلى المنزل وبعدها

"Renton, Begbie'ye karşı hiç sevgi duymadı.
(رينتون) لم يشعر بأي تعاطفٍ تجاه (بيغبي)

"Eğer Renton'ın para bırakacağı biri varsa o da Spud idi."
إن كان هناك شخص يحاول (رينتون) تعويضه فسيكون (سبود).

Renton ile beş dakika yalnız kalayım.
أريد خمسة دقائق لوحدي (مع (رنتون.

Renton sadece kendini önemser.
(رنتون) يهتم بنفسه و حسب.

Renton'ın makinesinin peşindeler.
(يريدان جهاز (رنتون.