"rick'in" - Translation from Turkish to Arabic

• ريك
• الريكز
• فالريكز

Rahip Rick'in kullandığı bir kelimeyi kullanacağım: Ebeveynler, çocuklarının kâhyalarıdır.
سأقوم باستخدام نفس الكلمة إستخدمها قس الكنيسة ريك.. الوالدين أوصياء على أولادهم.

Baron Von Rick'in bile hedefe daha doğru rotası vardı.
البارون فون ريك حصلت طريقا أكثر مباشرة إلى الهدف.

Düşünüyorum da ya bebeğim Rick'in burnunu ve benim gözlerimle kulaklarımı alırsa?
الذي إذا طفلَي يَحْصلُ على أنفِ ريك وآذاني وعيوني؟

Rick'in Amerikan Kahvehanesi
الريكز ملهى أمريكي

Bu akşam Rick'in yerine gelecek.
الليلة سيكون في الريكز.

Rick'in yeri, onlarsız Rick'in yeri olmaz.
فالريكز ليس الريكز بدونهم.

Rick'in düzenli olarak kodları kontrol etmesi gerekiyordu, ama unutuyordu.
المفروض أن ريك معه الشفرات ويقوم بفحصهم بأستمرار لكنه دائما ينسي

Rick'in hemen hemen her eşyasında parmak izlerimi bulursunuz av tüfekleri hariç olabilir.
وسوف تجد بصماتي على أي شئ يخص ريك باستثناء بنادق صيده

Bu haber sabaha kadar bekleyemezdi. Barb ve Rick'in yaşadıkları bizim başımıza da gelebilir mi?
هذا لم يكن علية الانتظار حتى الصباح ما يمر بة ريك و بارب

Burada Rick'in sizden asla açmamanızı istediği bir film kutusu olduğuna dair tüyo aldık.
ان ريك ترك علبة الفلم هنا واخبرك ان لا تفتحها ابدا معلومة حول علبة فلم غامضة؟

-Rick onu 1972'de geri aldı. Şu tüyo Rick'in Zodiac olduğuyla mı ilgili yoksa?
بسبب هذه العلبة اقنعت نفسك ان ريك هو زودياك؟

Bugün Rick'in vardiyasıydı ve kabus gibiydi. Ondan uzak dur.
ريك موجود اليوم وهو كالكابوس لذا انتبه وركز

Rick'in benim için yapabileceği en iyi şey kendini huzura kavuşturması.
أفضل شيء يستطيع "ريك" فعله لأجلي هو ان يجد السلام لنفسه

Rick'in onu yakaladığımızda susuz olduğunu hatırlamıyorum.
لا أتذكر أن ريك كان مصاباً بالجفاف عندما أحضرناه

Rick'in şu anda her şeyden çok bir arkadaşa ihtiyacı var.
مايحتاجه ريك الآن أكثر من أي شيء هو صديق

Rick'in başının dertte olduğunu biliyorduk ama sabotaj?
نحنُ علمنا أن ريك مُضطرب , ولكن لا يقوم بأعمال تخريب ؟

Ve Rick'in kadınsı kalçası hakkında şarkı söylerken...
وصلنا الى رؤية ريك تفعل كل ما عندي فيرجسون يتحرك

Parlıyorlardı. Rick'in bu sabah bulduğumuzdaki hali gibi.
كانت تومض كما فعلت اشواك ريك هذا الصباح حينما وجدناه