Tıpkı bir John Grisham romanı gibi bilirsiniz, tüm o casusluklar olmadan. | Open Subtitles | هو مثل رواية جون غريشم تعرف، بدون كل التجسس |
Sana söylüyorum, Mick, bu Yükselen Güneş bu Crichton'ın romanı gibi. | Open Subtitles | انا اقول لك ميك هذا ما يحدث انه مثل رواية كرايدن انه تماما نثل ذلك |
Bu işi kabul ettiğimde, muhtemelen, benim Dwayne'in eski evine taşınmamı istediler çünkü olayı Crichton romanı gibi kurgulamışlar. | Open Subtitles | ولعلهم ارادوني ان انتقل الى منزل دواين القديم عندما قبلت هذا العمل لأنهم يراقبونه تماما مثل رواية كريكتون |
Serena Van Der Woodsen'in yaşamı karmakarışık bir Jane Austin romanı gibi. | Open Subtitles | حياة سيرينا فان ديرويدسون مثل رواية "جين أوستن" الأكثر تعقيدًا |
Fransız romanı gibi bir şeydi. Adamın adı neydi yahu? | Open Subtitles | كرواية فرنسية أو ما شابه, ماذا كان إسم ذلك الرجل؟ |
Bu da ne böyle, Jane Austen'in çatlak romanı gibi. | Open Subtitles | هذه حقيقة الأمر (إنها مثل رواية (جان أوستين) (على الفوهة |
- Dosya Dickens romanı gibi. | Open Subtitles | ملف القضية يقرأ مثل رواية لديكنز |
Vay canına, aşk romanı gibi. | Open Subtitles | انها مثل رواية رومانسية |
Casus romanı gibi mi? | Open Subtitles | ماهذا؟ أليست مثل رواية تجسس؟ |
Kötü bir dedektif romanı gibi. | Open Subtitles | تمامًا مثل رواية تحرٍّ سيئة |
- Lanet bir Kafka romanı gibi her şey. | Open Subtitles | انها مثل رواية كافكا الدموية |
- Lanet bir Kafka romanı gibi her şey. | Open Subtitles | انها مثل رواية كافكا الدموية |
Kafka romanı gibi. | Open Subtitles | تبدو مثل رواية كافكا (هي رواية يابانية نشرت في العام 2002 من تأليف هاروكي موراكامي) |
Robert Ludlum romanı gibi. | Open Subtitles | مثل رواية لـ"روبرت لدلوم" |
O zaman bunlara aşk romanı gibi bakmalıyız, cinayet değil. | Open Subtitles | حسناً ، فعلينا إذن أن ننظر لهذه كرواية رومانسية ، وليس كجريمة قتل غامضة |
Harika bir Amerikan romanı gibi duruyor ya da parçalara bölünmek için harika bir yol ama bu sadece benim düşüncem. | Open Subtitles | وقعُها كرواية أمريكية عظيمة او طريقة عظيمة حقاً للتبعثر الى قطع صغيرة, لاكنهذاانافقط . |