"rozetleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • شارات
        
    • الشارات
        
    • الشارة
        
    • والشارات
        
    • هويّات
        
    • بشارات
        
    Çünkü rozetleri var ve devriye arabasıyla dolaşıyorlar. Open Subtitles لأنهما يضعان شارات و يتجولان بسيارة بوليسية
    Kimlik rozetleri. En iyi şansımız kargo. Open Subtitles شارات هويه أعتقد أن ألحموله هى رهاننا الأفضل
    rozetleri hediye paketinde mi veriyorlar sanıyorsun? Open Subtitles كنت أعتقد أنها تعطي بعيدا شارات فيها حقائب لاكي؟
    Evet, oraya bir çok oyun mekaniği koyduk rozetleri aldığınız yere, alana göre lider tabloları yapmaya başlayacağız ve puanlar alabileceksiniz. TED نعم، لقد وضعنا آلية لعبة هناك وأنت تحصل على هذه الشارات ونبدأ بالحصول على قائد في كل منطقة، وتحصل على النقاط
    Bu rozetleri alarak kaşiflerimiz kıdemli kaşifliğe yükselecekler. Open Subtitles بإستلام هذه الشارات ستتم ترقية المستكشفين المذكورين، إلى درجة المستكشفين الخبراء
    Önce etrafı bir kolaçan edelim, gerekirse rozetleri çıkarırız. Open Subtitles دعينا أولاً نعرف الوضع و بعدها نستخدم الشارة إن اضطررنا إلى ذلك
    rozetleri vardı ama hiçbiri kanun adamı değildi. Open Subtitles لقد كانوا يرتدون شارات ولكن أحد منهم لم يكن رجل قانون
    Şirket rozetleri, var olmayan ülkeler için pasaportlar... Open Subtitles شارات خاصّة بالشركات، وجوازات سفر لدول غير موجودة.
    Röntgen bölümünde, Onlar radyasyon rozetleri giyerler. Open Subtitles في قسم الأشعة، كانوا يرتدون شارات للاشعاع.
    Onlara hayrandık. Onlar, onlar üniformalarında piyade rozetleri taşıyordu. Open Subtitles كنا نبجلهم كانوا يرتدون شارات المشاه
    GD'de zaten güvenlik rozetleri ve retinal taramalar var. Open Subtitles غلوبال لديها شارات أمن للمسح الشبكي
    Hem Cant yaraları yüzünden efsanedir. Dayanıklılık rozetleri. Open Subtitles بالإضافة إلى أن سفينة " كانتربيري " أسطورة لندباتها ، تُعد شارات لقدرتها على التحمل
    Ama bildiğim şey bu işi yaparken bazen rozetleri çıkarıp eline kan bulaşmasına izin vermen gerektiği. Open Subtitles لكن ما أعرفه ألا وهو للقيام بهذه الوظيفة، على المرء أحيانًا إزالة هذه الشارات وأن يمسي دمويًّا
    rozetleri ve silahları var ve bizden nefret ediyorlar. Open Subtitles لديهم الشارات والاسلحه وهم يكرهوننا
    rozetleri olan insanlarla çalışmaktan hoşlanmam. Open Subtitles انا لا احب العمل مع الناس ذو الشارات
    rozetleri olan insanlarla çalışmaktan hoşlanmam. Open Subtitles انا لا احب العمل مع الناس ذو الشارات
    Tamam, rozetleri dağıtma zamanı. Open Subtitles حسنا , لقد حان الوقت لإعطاء الشارات
    Onlar aramızdaki tek fark, rozetleri. Open Subtitles الفرق الوحيد بيننا وبينهم هو الشارة
    O günleri görebilmek için bu rozetleri takıyoruz. Open Subtitles أيام كهذه هي السبب وراء إرتدائنا الشارة
    Üniformalar ve isim rozetleri böyle sorunlar yaratıyor insanlar yüzlere bakmaktan vazgeçiyor. Open Subtitles هذة هي مشكلة الزي والشارات الناس تتوقف عن النظر إلي الوجوة
    Yeni polis rozetleri mi? Open Subtitles هويّات جديدَة ؟
    Ellerinde rozetleri olan insanlar tarafından üç saat boyunca alıkonuldum. Open Subtitles تم حبسي بواسطة أناس بشارات لمدة 3 ساعات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more