| Yağmur yağınca su basıyor, çok rutubetli ve elektrik bağlantıları çok kötü. | Open Subtitles | يفيض بالماء عندما تمطر تعرفون,انه رطب حقا و التمديدات الكهربائية فاسدة حقا |
| Bir soğuk ve rutubetli, bir sıcak ve hararetli oluyor. | Open Subtitles | بارد و رطب في نفس الوقت. ثم سيدفأ تدريجيا |
| Oda rutubetli. Soğuktan korunması için kapıları ve camları kapatın. | Open Subtitles | الغرفة رطبة فأغلقوا الباب والنوافذ لمنع دخول البرد |
| Ben ise her zamanki şansımla, rutubetli bir hücrede idamımı beklemeye başladım. | Open Subtitles | أما أنا, فبحسن حظي المعتاد، فأُلقيتُ في زنزانة رطبة بانتظارالاعدام. |
| Bu ilaç bu rutubetli ortamda hasta olmamanızı sağlayacak. | Open Subtitles | هذا الدواء يضمن انّك لن تصبح مريضا في هذا المخبأ الرطب |
| Bizse böyle rutubetli ve yüksek yerlerde, iyi koku alan av köpekleri kullanırız. | Open Subtitles | لكن في الأماكن الرطبة نفضل الكلاب التي تصطاد وفقاً للرائحة |
| Yani diyorsun ki rutubetli, ıslak, ve okaliptüs kokuyor? | Open Subtitles | انت تعنين الرطوبة العالية ورائحة اشجار الاوكالبتوس |
| Radyasyon biz konuşurken bağışıklık sistemini çökertiyor, bu demek oluyor ki, onu ben öldürmezsem, rutubetli bir mağarada ameliyat olurken kaptığı enfeksiyon onu neredeyse kesin öldürür! | Open Subtitles | الإشعاعات تدمر نظام مناعته بينما نحن نتكلم مما يعني إذا لم أقتله العدوى الموجودة في كهف رطب ستقتله أثناء العملية |
| Yani demek istediğim sadece eğer çevresel bir faktör varsa eviniz rutubetli ya da tozluysa... | Open Subtitles | الآن أنا أقول ليس إلا، إن كان ثمّة عامل بيئي، إن كان منزلك رطب أو مغبّر. |
| Fırtınalı hava haftanın kalanında da sıcak ve rutubetli olacak. | Open Subtitles | الطقس القاسى يستمر حار و رطب لبقية الاسبوع |
| Biraz rutubetli ama, artık burda yaşıcaz. | Open Subtitles | الجوّ رطب قليلاً هناك سنصل إلى حيثُ أنتِ الآن |
| - Meteoroloji istasyonlarına göre son üç gündür yağan sağanaktan etkilenen hava rutubetli olacak. | Open Subtitles | بـعـد أربـع سـنـوات وفقًا للمرصد تأثّر بالعواصف المطرية خلال الأيام الـ 3 الماضية، الطقس رطب. |
| Burada yapılan olay tamamen nemli, rutubetli, soğuk olan karanlık yerlerden aşağıya doğru giderken fiziksel rahatlık sağlamaya çalışmaktır. | TED | وتتمثل الفكرة في محاولة لتوفير قدر من الراحة الجسدية بينما انت هناك ، والا فانه كئيب ، رطب ، مبلل و بارد كما في الأماكن المظلمة تماما. |
| Bir sıcak ve hararetli, birdenbire de soğuk ve rutubetli oluyor. | Open Subtitles | في لحظة واحدة كانت دافئة ، ثم فجأة اصبحت باردة و رطبة. |
| Miami yazları epey rutubetli oluyor, Ve yönetmen gereken tüm bu insanlar. | Open Subtitles | ميامي رطبة جدا في الصيف ولديك كل هؤلاء الناس الذين يتوجب عليك إدارتهم |
| Buna param yetti çünkü rutubetli ve yıkıIıyor. | Open Subtitles | بإمكاني تحملها , فهي رطبة و آيلة للسقوط |
| Buna param yetti çünkü rutubetli ve yıkılıyor. | Open Subtitles | بإمكاني تحملها , فهي رطبة و آيلة للسقوط |
| Bu ilaç bu rutubetli sığınakta kesinlikle hasta olmamanızı sağlayacak. | Open Subtitles | هذا الدواء يضمن انّك لن تصبح مريضا في هذا المخبأ الرطب |
| "Harikasın!" demenden memnun olsam da rutubetli nefesini kulaklarımda hissetmekten rahatsızım. | Open Subtitles | بينما أقدر لك إعجابك بسخريتي من لينورد فأنا لا أرتاح لانبعاث نفسك الرطب إلى أذني |
| Şehrin rutubetli havası grip salgınının yayılmasına sebep olmuyor mu? | Open Subtitles | أليس هواء المدينة الرطب يساعد على نشر الإنفلونزا؟ |
| Tüm masalarımız dolu. Şuradaki masa hariç o rutubetli köşeyi sonraki erkekler tuvaleti yapalım. Hayır, hayır, Niles. | Open Subtitles | نحن كاملون، ماعدا تلك المنضدةِ في تلك الزاوية الرطبة بجانب غرفةِ الرجالَ. |
| rutubetli tavernalardan, harap edilmiş dairelere ve klostrofobik polis merkezlerine kadar, 19. yüzyılda Saint Petersburg'un tekin olmayan kısmı Dostoyevski'nin keskin düz yazısı ile canlandırılıyor. | TED | من الحانات شديدة الرطوبة إلى الشقق المتهالكة ومراكز الشرطة المزدحمة بالحيوية، تم إحياء قلب مدينة سانت بيترسبيرج الذي يعود إلى القرن التاسع عشر من خلال نثر دوستويفيسكي الملتهب. |
| Soğuk, rutubetli ve pelikan kakalarıyla doludur. | Open Subtitles | حقيقاً لا: انها قارصة, ورطبة, ومغطه بطائر البجع |