| Evet, ışıklar söndüğü sırada elinde menekşe vazosu vardı. | Open Subtitles | كانت تحمل مزهرية البنفسج في يديها حين انطفأت الأنوار |
| Çünkü, sizi öldürmek isteyen kişinin ışıklar söndüğü sırada o odada olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنني أظن أن الشخص ...الذي حاول قتلكِ كان في داخل الغرفة ...حين انطفأت الأنوار |
| Ve ışıklar söndüğü an ne oldu? | Open Subtitles | وماذا حدث لحظة انطفأت الأنوار؟ |
| Booth el feneri söndüğü için adamı kaybettiğini bilmeni istiyor. | Open Subtitles | يرديك بووث أن تعرفي بأنه أضاع الرجل لأن مصباحه قد انطفىء |
| Burası el fenerimin söndüğü yer | Open Subtitles | هذا هو المكان حيث انطفىء مصباحي |
| Benim de ışıkların söndüğü zamanlardan hoşlanan bir bayan arkadaşım var. | Open Subtitles | و لدي هذه السيدة صديقتي التي تحب أن ينطفئ الضوء |
| Işıklar söndüğü an, geri gelecekler. | Open Subtitles | حالما ينطفئ النور سوف يعودون |
| Işıklar söndüğü sırada durduğun yerde dur. | Open Subtitles | ! قف حيثما كنت تقف حين انطفأت الأنوار |