"söylüyorlardı" - Translation from Turkish to Arabic

    • قالوا
        
    • يغنون
        
    • كانوا يقولون
        
    • و كانوا
        
    • وقالوا
        
    • وقد طلبوا
        
    • وقال انهم
        
    • يخبرونه بأن
        
    Bana hayal olduğunu söylüyorlardı ama ben o zamanlar bütün kalbimle inanıyordum. Open Subtitles قالوا أنني كنت أحلم لكن حينها كنت أؤمن بذلك من كل قلبي
    Bana hayal olduğunu söylüyorlardı, ama o zaman ben tüm kalbimle inanıyordum. Open Subtitles قالوا أنني كنت أحلم لكن حينها كنت أؤمن بذلك من كل قلبي
    Dediler ki; Jüpiter gibi nesneler, yıldızın ışığında böyle bir düşüş gerçekleştirebilir. Ayrıca büyük olduğunu söylüyorlardı. TED قالوا أن جسما مثل كوكب المشتري سيُحدث انخفاضاً مثل هذا في ضوء النجم، و كانوا يقولون أيضا أن الجسم هائل الحجم.
    acının bitişi, kadın sünnetinin bitişi ile ilgili kendi yazdıkları şarkıları söylüyorlardı. TED كانوا يغنون عن نهاية الألم، و نهاية البتر، وقاموا بإرشادنا طوال المسار.
    İnsanlar bana lakap takıp çekici olmadığımı söylüyorlardı. Open Subtitles وبعض الناس سخروا مني وقالوا أنني لست مفتول العضلات
    Ses bariyerinin aşılamayacağını söylüyorlardı, aşıldı. Open Subtitles قالوا أن حاجز الصوت من المستحيل اختراقه. وها قد أضحى مُختَرقًا.
    Büküm hızına ulaşılamayacağını söylüyorlardı, ulaşıldı. Open Subtitles قالوا أن السرعة الهائلة لا يمكن تحقيقها.
    İnsanlarbunlarınolabileceğini çünkü Fransızların çok modern olduğunu söylüyorlardı ve O adamdan daha gençti. Open Subtitles الناس قالوا بأنّه كَانَ لأن الشعب الفرنسي كَانتْ حديثاً جداً.
    İşçiler ona "Altın Kuş" diye hitap ediyorlardı ve Carter'a, ona iyi şans getirdiğini söylüyorlardı. Open Subtitles وأطلق عليه عمال التنقيب لقب العصفور الذهبي قالوا لكارتر ان هذا العصفور سيكون فألاً حسناً عليه
    Şu cümleler, söyledikleri şeyler... Elçinin kanını aradıklarını söylüyorlardı. Open Subtitles تلك الكائنات، لقد قالوا أنهم يريدون دم الرسولة
    Yazın plajda çalışacak bir grup öğrenci olduğunu söylüyorlardı. Open Subtitles قالوا بانهم كانوا مجموعة طلاب يعملون في الشاطىء في الصيف
    Senin iki buçuk metre boyunda ve beş adamın gücünde olduğunu söylüyorlardı. Open Subtitles قالوا أنك بطول سبعة أقدام وبقوة خمسة رجال
    Yakında öleceğimi söylüyorlardı ama belki de ölmem. Open Subtitles وهم قالوا أنني سأموت عاجلاً.. لكن, ربما ليس كذلك
    Yaşadığımız çağı tanımlayan insanlardan biri olduğunuzu söylüyorlardı. Open Subtitles لقد قالوا أنّك إنسان حدّد معالم العصر الذي نعيش فيه
    - Evet. Hayır, bana hep zaman vereceklerini söylüyorlardı. Open Subtitles لقد قالوا بأنهم سيمهلوني مهلة اكبر وكل ما احتاجه هو 110 الف
    Babamın arkadaşları, hapı yuttuğumu düşündükleri için bana bu şarkıyı söylüyorlardı. Open Subtitles أصدقاء أبي يغنون لي هذهِ الأغنية لانهم يعتقدون أنكَ ستسيطرين علي
    -Söylüyordun. Lawrence'la Mike 60'lardan kalma bir şarkıyı söylüyorlardı. Open Subtitles لاورنس وميك كانو يغنون شئ من ايام الستينات
    Duyduğum kadarıyla, son seferde, tüm malzemelerinin kırıldığını söylüyorlardı ve bu tür şeyler. Open Subtitles كانوا يقولون أن جميع أدواتهم تنكسر وهذا النوع من الأعمال
    Ben kaptan iken benimle ilgili de aynı şeyi söylüyorlardı. Open Subtitles لقد كانوا يقولون الشيء نفسه عنيّ عندما كنتُ الرئيسة.
    "Oğlumuza iyi bak." gibi şeyler söylüyorlardı. Open Subtitles و كانوا يتحدثون هكذا " من فضلكِ اعتني بـ أبننا جيداً
    Kilisede, Paskalya'nın onun dirilişiyle ilgili olduğunu söylüyorlardı. Open Subtitles وقالوا في الكنيسة التي كان عيد الفصح عودته من الموت.
    Rol için bana geldiler ama bazı çıplak sahnelerde oynamamı söylüyorlardı. Open Subtitles , وقد طلبوا مني أن أقوم بذلك لكنهم أرادوا مني أن أقوم بدور عارية
    Sodom'a gideceklerini söylüyorlardı, Sodom'a gidiyoruz. Open Subtitles وقال انهم كانوا في طريقهم الى سدوم. نحن ذاهبون الى سدوم.
    Ona dikkatli olmasını, derinlerde yüzmemesini söylüyorlardı. Open Subtitles يخبرونه بأن يكون حذراً، وألا يسبح عميقـاً جداً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more