| Evet ve aynen adamın söylediği gibi yürüyebiliyormuş. | Open Subtitles | نعم ، و يمكنه المشي ، مثلما قال الرجل أن يمكنه المشي |
| Tolstoy`un, Quotable Notables`da söylediği gibi... | Open Subtitles | مثلما قال تولستوى فى النبلاء الجديرين الاستشهاد بهم |
| Arşiv bölümündeymiş. Aralarında bir akrabalık yokmuş. Çocuğunu söylediği gibi kaybetmiş. | Open Subtitles | قال انهم ليسوا أقرباء على الاطلاق فقدت ابنها, فقط مثلما قالت |
| Ryuzaki'nin söylediği gibi, eğer şimdi durursan, kimse seni suçlamayacak. Doğru! | Open Subtitles | كما قال ريوزاكي تمامًا، لن يلومك أحد إن قررت التوقف الآن |
| Grubunuzun söylediği gibi doğruyu söylemek her zaman iyidir. | Open Subtitles | كما تقول مجموعتكِ من الجيد دائماً أن نقول الحقيقة |
| Doktorun söylediği gibi müshil kullandım ve nihayetinde tuvaletimi yapabildim. | Open Subtitles | لقد إستخدمت دواء ميتاميوسيل كما أخبرني الطبيب و أخيراً استطعت استخدام الحمام |
| Babamın annemi öldürmeden önce söylediği gibi "Bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsan..." | Open Subtitles | مثلما قال أبى قبل أن يقتل أمي تريد أي شئ أن يتم على ما يرام |
| Kendisinin söylediği gibi ranzasında uyuduğuna eminim. | Open Subtitles | انني متاكد انه كان نائما بحجرته مثلما قال |
| Muhtemelen bir meleğin kanadıdır, odundan yapılmış, tıpkı Kont'un söylediği gibi. | Open Subtitles | ربما يكون جناح ملاك مصنوع من الخشب مثلما قال الكونت |
| söylediği gibi iki kişiye ait çıktı. | Open Subtitles | ، مثلما قالت كان هناك اثنين من المانحين. |
| Her Mouse'un söylediği gibi savunmasız hissetsem de, aynı zamanda güçlü de hissettim, sanki bir şeyler biliyormuşum gibi. | Open Subtitles | على الرغم من شعوري بالضعف كان الأمر مثلما قالت الفأر شعرت أيضاً أنني قوية لأنني أعلم أشياء |
| Sadece söylediği gibi dokunmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا حشرة، كنت أحاول فقط ملامسة جلدك مثلما قالت. |
| Usta'nın söylediği gibi, N'kadar çok mücadele, O kadar iyi Savaş. | Open Subtitles | كما قال فو شي ما, وأنا أكثر محاربة أصبح أكثر شراسة |
| Musa'nın İsrail'in çocuklarına söylediği gibi "Bugün ağzına koyduğun yarın popondan görünür." | Open Subtitles | كما قال موسى لاطفال اسرائيل مايجل للفم اليوم يظهر في المؤخرة غدا |
| - Şey sanırım karımın söylediği gibi bunu isteyerek yapmıyorum...ben sadece | Open Subtitles | أنا متزمت بهذه الأمور كما تقول زوجتي |
| Hayır, onlara bir de talimat verdim. Doktor'un söylediği gibi. | Open Subtitles | لا، لأنني أعطيتهم تعليمات كما أخبرني الدكتور بالضبط |
| JJ Riley aynen söylediği gibi parasını bu turnuvaya yatırdı ve bu sporun gördüğü en büyük ödülü ortaya koydu. | Open Subtitles | جاي جاي رايلي ينفذ ما يقوله بالفعل ويقدم أكبر جائزة في تاريخ هذه الرياضة. |
| - Ahbap, Şefin de söylediği gibi, herşey ısınmadan gidip biraz aşk yapmalıyım. | Open Subtitles | مثل ما قال الطباخ لازم ندق الحديد وهو حامي |
| Ve Carter'ın söylediği gibi, bu gemiden çıkmak için bir yol bulabiliriz. | Open Subtitles | و كما قالت كارتر ، فربما تكون لدينا وسيلة للهرب من السفينة |
| Kendisinin de söylediği gibi, diasporanın çocuğu olmanın güzelliği, kendimizi ve Afrikalı olmanın ne demek olduğunu, yeniden keşfedebilmek. | TED | وكما تقول بنفسها، إن الجميل في كونك طفل الشتات هو قدرتنا حقاً على إيجاد أنفسنا ومعنى أن تكون أفريقياً. |
| Büyükbaba Willie'nin sürekli söylediği gibi: | Open Subtitles | مثل جدِّ ويلي يُستَعملُ للقَول |
| Ama daha önce ortağımın söylediği gibi sadakana ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لكن كما أخبرك شريكي من قبل لا نحتاج صدقتك |
| Belki de yapacağını söylediği gibi kontrol etmeyi öğreniyordur. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،علّها تتعلّم أن تتحكّم بالأمر كما ذكرت أنّها ستفعل. |
| Atalarımızın da söylediği gibi bir iyi haberim birde kötü haberim var. | Open Subtitles | مثلما يقول المثل القديم لدينا أخبار جيدة وأخبار سيئة |
| Marvin'in ve diğer insanların da söylediği gibi; "Bilinç bir yığın hiledir." | TED | وكما قالت مارفين , و كما قال الآخرون الإدراك هو حقيبة من الخدع |
| Özür dilerim yanlış söyledim, çocuklarımın söylediği gibi sadece takılıyoruz değil mi? | Open Subtitles | اعذرني . لكن هذه ليست المسطلحات الصحيحة ? هل نحن في علاقة مثل ما يقول اولادي . |