Vermek zorundayım. Söylediğin gibi, Peter. "Ve bunu Papa söylüyor!" | Open Subtitles | يتحتم علي ذلك ، كما قلت بيتر انا البابا المختل |
Penceresi olmayan bir yere gitmeliydim. Bu sayede Söylediğin gibi çipi çıkarabilirdim. | Open Subtitles | كان علي الذهاب حيث لا توجد نوافذ كي اْنزع الشريحة كما قلت |
Penceresi olmayan bir yere gitmeliydim. Bu sayede Söylediğin gibi çipi çıkarabilirdim. | Open Subtitles | كان علي الذهاب حيث لا توجد نوافذ كي اْنزع الشريحة كما قلت |
Senin de Söylediğin gibi olumlu olmak önemlidir, değil mi? | Open Subtitles | من المهم أن تظل إيجابياً كما تقول ، أليس كذلك؟ |
Bir gün dönebilir. Dönmeyecek. Senin de Söylediğin gibi, benden başka kimsen yok. | Open Subtitles | لن يعود ، و كما قلتِ أنا كل ما تبقّى لكِ |
Söylediğin gibi birinin beni sevmesi için başka biriymiş gibi davranmama gerek yok. | Open Subtitles | مثلما قلت يا صديقي. لا أحتاج للتظاهر بأنني شخص آخر لكي يحبني شخص آخر. |
First Lady, yeminli görevlerinden senin Söylediğin gibi asla kaçınmadı. | Open Subtitles | السيدة الولى ليس لديها واجبات مقسم عليها لتتجنبها كما قلت |
Söylediğin gibi bu bir ağır suç. Onu polislere bildirmeyecek misin? | Open Subtitles | كما قلت إنها جنحة أليس من المفترض أن تبلغِ الشرطة ؟ |
Sözünü ettiğin taksiyi son ara sırasında saat tam 11:00'den önce Covent Garden'ın dışında bulduk, tam Söylediğin gibi. | Open Subtitles | لقد وجدنا التاكسى الذى اقلّ راكبين فى ليلة حفل الأوبرا اثناء الأستراحة من حديقة كوفنت قبل الحادية عشر كما قلت تماما |
Senin Söylediğin gibi 10 binlik desteler halinde. | Open Subtitles | جعلتها على شكل حزم، الواحدة بها 10،000 كما قلت لي |
Gidip babamı oraya getirmek, Söylediğin gibi çok cesurca bir hareketti. | Open Subtitles | اذهب لاحضر والدى هذه شجاعه بالغه كما قلت |
Çünkü, burada yok burada var. Söylediğin gibi burada hepimiz kardeşiz. Hoşumuza gitsin, ya da gitmesin. | Open Subtitles | ليست هنا، إنها في الداخل كما قلت كلنا إخوة، سواء راقنا ذلك أم لا |
Beni yakıp, sonrada gömmüşsün gibi olacak, aynı teypte Söylediğin gibi. | Open Subtitles | ولا تنسي البنزين سيبدو الأمر وكأنك حرقت و دفنت جسدي كما قلت بالضبط في الشريط المسجّل |
Em, müzik işi tıpkı Söylediğin gibi yürüdü. | Open Subtitles | إيميت , أنني أخبرك أن مجال الموسيقى قد ازدهر تماما كما قلت |
Haritanın gerisi tıpkı Söylediğin gibi aktarım dizisiymiş, baba ve hepsi burada. | Open Subtitles | لقد كانت سلسلة إبدال موضع كما قلت تماماً |
Senin de bazen Söylediğin gibi hayat o kadar basit değil. | Open Subtitles | حسناً ، كما تقول ، أحيانا الحياة لا تكون بهذه البساطة |
Bu sadece anne olmakla alakalı değil geçen hafta senin de Söylediğin gibi aynı zamanda o mükemmel tabloyu istiyorsun. | Open Subtitles | الأمر لكِ ليس أن تكوني أماً وحسب كما قلتِ الأسبوع الماضي أردتِ أيضاً الحصول على الصورة المثالية |
Tıpkı Söylediğin gibi, baba, çok şey yaşadık. | Open Subtitles | حسناً .. مثلما قلت يا أبى لقد مررنا كلنا بالكثير |
Noel partisini ya da kapalı otoparkta yaşananları Söylediğin gibi mi? | Open Subtitles | أجل كما أخبرتني عن حفلة الميلاد او ماذا عن موقف السيارات |
Bunu yaparsan Söylediğin gibi sonsuza kadar Kızıl Orman'da yaşayabiliriz. | Open Subtitles | افعلها.. وسنستطيع العيش للأبد في الغابة الحمراء كما قُلت. |
Dün gece Söylediğin gibi işler biraz karıştı. | Open Subtitles | نعم .. كما قلتي البارحة ، أصبحت الأمور فوضوية |
Tek söylediğim şey Baze'in senin Söylediğin gibi sana karşı dürüst olmasını düşündüğümdü. | Open Subtitles | كل ما قلته أني أعتقد أن على بايز أن يكون صريح معك مثلما قلتي |
Evet ama Söylediğin gibi yakında ayrılıyoruz. | Open Subtitles | نعم ، ولكن نحن سنرحل قريبآ , كما اخبرتني |
'Söylediğin gibi eski Qin. Bilgili birisin. | Open Subtitles | كين المبكرة، كما تقولين أنت حسنة الإطلاع جداً |
Ayrıca istediğin şeyi almış oldun. Bana Söylediğin gibi dışarı çıktım işte. | Open Subtitles | إلى جانب، لقد حصلت على ما تُريد خرجت إلى المدينة كما طلبت. |
Ama alıcı orta yaşlı bir adamdı, Söylediğin gibi bir kadın değil. | Open Subtitles | والمشترى رجل فى منتصف العمر وليس سيدة كما قلتى |
Söylediğin gibi kötü duygulardan kurtulacağım. | Open Subtitles | وكما قلتِ سوف أشرح عواطفي السيئة. |
Küçükken, yanından ilk kez ayrılacağım zaman bana Söylediğin gibi. | Open Subtitles | كما فعلت حين كنت صبياً قبل أن أتركك لأول مرة |
Pek çok kez Söylediğin gibi ben kıdemsiz saha ajanıyım. | Open Subtitles | حسناً, كما أشرت عدة مرات فأنا عميل ميداني مبتديء |