Ama Söylediğiniz gibi bu siz değilsiniz öyle değil mi? | Open Subtitles | لكن كما تعرف هذا ليس أنت كما قلت بشكل بليغ. |
Söylediğiniz gibi, kanıtlar Yıldız Geçidi'nin buzul tabakasından eski olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كما قلت تشير الأدلة إلى أن بوابة النجوم وجدت قبل الجليد |
Söylediğiniz gibi açık alan ve sanırım istediğini alır ve | Open Subtitles | كما قلت ، إنها مروج مفتوحة وأفترض لو أن الرجل ذكي سيدخل ويأخذ ما يريده ويخرج على عجلة |
Ya Führer sizin Söylediğiniz gibi yanılmışsa neden devam ediyor? | Open Subtitles | لو كان الفوهرر مخطيء كما تقول لم الاستمرار بإبادتهم ؟ |
Bayan Soong, bu adamla olan ilişkiniz Söylediğiniz gibi gelişigüzel ise bu hasmane tavrınızı anlayamıyorum. | Open Subtitles | انسة سونج لو كانت علاقتك بهذا الرجل علاقة عابرة كما تقولين فانا لا افهم سبب عداوتك الظاهرة لنا |
Söylediğiniz gibi hergün ilaçlarını almasını sağlıyorum, doktor. | Open Subtitles | أيها الطبيب ، كنت أعطيها الدواء كل يوم كما طلبت. |
Üzgünüm hanımefendi. Bana Söylediğiniz gibi odayı düzeltecektim. | Open Subtitles | أنا آسفة, لقد أردت تنظيف الغرفة كما أمرتني سيدتي |
sizinde Söylediğiniz gibi, son on yıldır Yıldızgeçidi programındayım. | Open Subtitles | حسنا ً ، كما قلتِ ، أنا كنت في برنامج بوابة النجوم منذ 10 سنوات مضت |
Daha önce de Söylediğiniz gibi, ordu hakkında öğrenecek çok şeyim var. | Open Subtitles | كما قلت مرة، يا سيدي لدي الكثير لأتعلمه عن الجيش |
Söylediğiniz gibi, acil bir randevusu vardı. Çok şık, Bayan Galore. Katılmıyor musunuz? | Open Subtitles | كما قلت كان لديه مهمة طارئة أنيقة جدا يا آنسه جالور , صح ؟ |
- Onlara, bana Söylediğiniz gibi, gerçeği söylemeliyim | Open Subtitles | ياآآآه آن. سأقول لهم الحقيقة كما قلت لي كما قلت لك؟ |
Evet efendim, aynen Söylediğiniz gibi. Mümkün olduğunca çabuk teslim edecekler. | Open Subtitles | أجل كما قلت سيدي سوف يحضرونها لك قدر المستطاع |
Söylediğiniz gibi radyasyondan kaynaklanan hastalıklar hakkında bir şey bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | كما قلت , لا تعرف اى شيئ عن المرض الناجم عن الإشعاع |
Söylediğiniz gibi albay, onlar vahşiler... sadece okları ve yayları var. | Open Subtitles | كما قلت يا كولونيل انهم همج بالأقواس والسهام |
Söylediğiniz gibi başkan gitti. Bu artık Gizli Servis'in sorunu değil. | Open Subtitles | كما قلت الرئيس لم يعد هنا لذا هذا الأمر ليس من صلاحية حراسةالحراسة الرئاسية |
Bu, Söylediğiniz gibi, dikkatinizi dağıtan şeylerden uzaklaşmanızı sağlayabilir. | Open Subtitles | ربما قد تساعدك كما تقول على ابعاد الالهاءات |
Eğer Söylediğiniz gibi büyük bir savaşçıysam krala hizmet edip etmediğimi merak ediyorum. Odin mi? | Open Subtitles | أتسائل ما إذا كنتُ أخدم ملك بصفتي محاربة عظيمة كما تقولين. |
Evet, efendim Söylediğiniz gibi dışarda sildim. | Open Subtitles | أجل يا سيدي، مسحتهما في الخارج كما طلبت. |
Tam Söylediğiniz gibi. | Open Subtitles | كما أمرتني تمامًا! |
Söylediğiniz gibi içmeye devam etmelisiniz, hatırladınız mı? | Open Subtitles | يجب أن تستمر في شربه كما قلتِ ، أتذكـّر ؟ |
Bana daha dün Söylediğiniz gibi, önünüzde apaçık sonuca doğru giden durumu görmüyor musunuz? | Open Subtitles | أيها المفتش، كما أخبرتني البارحة ألا يمكنك رؤية القضية التي تبنى أمامك؟ |
Sana konuşursam, ona da bana yardım edeceğinizi Söylediğiniz gibi yardım etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | إن عاونتكم، فأودكم أن تساعدوه كما وعدتم أن تساعدوني. |
Bir yarı-sek votka martini; Söylediğiniz gibi karıştırıldı, çalkalanmadı. | Open Subtitles | مارتينى فودكا جاف مخلوط مثلما قلت ، سيدى ، و غير مقلب |
Günahlarımıza değil Kilisenizin inançlarına bakın ve Söylediğiniz gibi, barış ve beraberlik nasip edin. | Open Subtitles | لا تنظر إلى خطايانا ، ولكن أنظر إلى إيماننا بكنيستك وكما قلت:"إجتمعوا بسلام و توحدوا" |
Gördüğünüzün, aynen Söylediğiniz gibi olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أصدق بأن ما شاهدتيه قد حدث بالفعل كما قلتى تماماً |
Her şeyi Söylediğiniz gibi hesapladım. | Open Subtitles | لقد وزنت كل شىء تماما كما قُلتِ |