Bana söylemeden önce altı ay boyunca ablasının tamponlarını kullanıyormuş. | Open Subtitles | لقد كانت تسرق حفائظ أختها لنصف عام قبلَ أن تخبرني. |
Ne halt ettiğini söylemeden içeriye bir kişi daha yollamıyorum. | Open Subtitles | لن أرسل أي أحد آخر إلى أن تخبرني بما تفعل |
Hiçbir şey söylemeden önce, sen haklıydın ve ben haksızdım. | Open Subtitles | قبل أن تقولي أي شئ أنت كنت محقة وانا مخطئة |
Bir şey söylemeden önce hatırlatayım elimde bir balta var. | Open Subtitles | قبل ان تقولي اي شيء أريد تذكيرك اني احمل فأسا |
Eğer Pam'e söylemeden bazı şeyleri yapmasaydım o gidip Roy ile evlenirdi. | Open Subtitles | إذا لم أفعل أشياء معينة بدون إخبار بام ربما تزوجت من روي |
Ajan Mulder'ın hayatını bana söylemeden tehlikeye attınız. | Open Subtitles | لقد وضعت حياة العميل مولدر تحت الخطر بعدم إخباري. العميل مولدر أتى إلينا. |
Ben veya eşim hakkında bir şey söylemeden önce şunu iyi anla ki bugün hayatımın en önemli günü, dedektif. | Open Subtitles | قبل أن تقول أي شيء عنـّي أو عن زوجتي تفهـّم أن هذا هو أهم يوم لي في حياتي أيها المحقق |
Siz söylemeden söyleyeyim bayım, bence kalp kriziydi. | Open Subtitles | قبل أن تخبرنا يا سيدى إننى أقترح أنها أزمة قلبية |
Bana söylemeden bir ev satın aldığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك اشتريت منزل من دون أن تخبرني |
Bana söylemeden sana yazdigina inanamiyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنها قد كتبت لك من دون أن تخبرني |
Cevap vermeden ya da hasta-doktor mahremiyetiyle ilgili bir şeyler söylemeden önce biraz da geleceği düşünmenizi istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن تجيب عن هذا لا تخبرني عن علاقة المريض بطبيبه السرية فكر في مستقبلك |
Bir şey söylemeden önce unutma, bugün Tersini Yapma Günü. | Open Subtitles | لكن قبل أن تقولي أي شيء تذكري بأنه يوم العكس |
Bir şey söylemeden önce içinde olduğun bu garip durumu düşün. | Open Subtitles | قبل أن تقولي أي شيء فكري في الأوضاع الغريبة التي كنت فيها |
O makbuzu aldım ve hiç kimseye söylemeden sakladım. | Open Subtitles | أخذت الورقة واحتفظت بها دون إخبار أحد على الإطلاق |
En azından bir oda dolusu seni ölü görmek isteyen insanın önünde söylemeden önce. | Open Subtitles | على الأقل قبل إخبار غرفة كاملة من الناس تريد موتك |
Büyük sürprizin ne olduğunu söylemeden önce, ne olduğunu düşündüğünüzü söyler misiniz? | Open Subtitles | جميل قبل أن أخبركم بالمفاجأة أتودون إخباري ما تظنون أنها تكون؟ |
Ve sen birşey söylemeden önce söyleyeyim, gecenin köründe zamanı ölçmek için uğraştım. | Open Subtitles | و قبل أن تقول أي شيء لقد وصلت في الوقت المناسب من الليل |
Bazen gider ve bize söylemeden bir sürü şey yapar. | Open Subtitles | إنها تذهب أحياناً وتفعل أشياءً دون أن تخبرنا |
Önce benimle vakit geçirmekten hoşlanıyor konsere gitmek için heyecanlanıyorsun sonra sebebini bile söylemeden iptal ediyorsun. | Open Subtitles | في دقيقة واحدة تغمرك السعادة لقضاء الوقت معي وكل التشويق للذهاب الى حفلة الموسيقى وبعدها تلغي الأمر بدون اخباري بالسبب |
Başkalarına da gevezelik edip söylemeden önce kadın onu öldürdü. | Open Subtitles | و هي قتلته قبل أن يخبر أي شخص آخر بالأمر |
Bunları sesli bir şekilde söylemeden önce kendine söylemen lazım artık. | Open Subtitles | حسناً، تحتاج أن تقول هذه الأشياء في رأسك، قبل أن تقولها علنًا |
Hiçbir şey söylemeden onun peşinden gittin. | Open Subtitles | وإذا بكِ تسيرين خلفه بدون أن تقولى شيئاً بلى، هذا ما حدث حقاً |
Tamam, biri sonradan pişman olacağı bir şey söylemeden bilime dönelim. | Open Subtitles | حسنًا، لنعود للعلم قبل أن يقول أحدنا قولًا قد يندم عليه |
Asla resmen kovulmadım. Bana söylemeden gittiler. | Open Subtitles | غير رسمي بتاتاً يوماً، نست وكالة إعلامي بانتقالها |
Ona cadı olduğumuzu söylemeden onu koruyamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا حمايته من دون إخباره بأننا ساحرات |
Bana söylemeden yetkililere bir şey anlatacağına inanmam! | Open Subtitles | لاأستطيع التصديق أنه يتحدث مع السلطات دون أن يُخبرني |
Bu sabah ona hayatının aşkı olduğumu söylemeden önce bütün gece becerdin mi? | Open Subtitles | هل كنتي تضاجعينها طوال الليل قبل أن تخبريها هذا الصباح باني حب حياتك؟ |