Bazılarımızın çift mesai yaptığını Söylememe gerek yok. | Open Subtitles | لا حاجة للقول أنّ أحدنا يجب أن يقوم بدوامٍ مضاعف |
Onun gibi ahlaksızlar için bunun... fırsatlarla dolu bir dönem olduğunu... Söylememe gerek yoktur. | Open Subtitles | لا أحتاج لإخبارك أن هذه الفترة من التاريخ كانت فرصة العمر للناس الذين لا أخلاق لديهم |
Size işlerin kötü olduğunu Söylememe gerek yok. Bunu herkes biliyor. | Open Subtitles | لست بحاجة لأخبركم أن الأمور سيئة، الجميع يعرفون أن الأمور سيئة |
Tibbs'in bir an önce kasabadan ayrılması gerektiğini Söylememe gerek yok herhalde. | Open Subtitles | اسمع يا بيل ليس علي أن أخبرك عن مدى ضرورة إخراج تيبس من البلدة |
Bu yaptığınızın kariyeriniz için ne anlama geldiğini Söylememe gerek yok herhalde. | Open Subtitles | لا يجب علي إخبارك مايعنيه هذا بالنسبة لمستقبلك |
Bu nedenle sanırım, bunun ne olduğunu Söylememe gerek yok. | Open Subtitles | لذلك اعتقد انه ليس علي اخبارك في ماذا هذا يستعمل |
Haller gözden kaybolmamanı ve elimizin altında olmanı Söylememe gerek yoktur, değil mi? | Open Subtitles | مهلاً , "هالر" , لا داعي لإخبارك بأن تبقى بالجوار حتى أطلبك |
-Adamların yakalanır ve benimle bağlantıları bulunursa hükümetin aileme, işime neler yapacağını Söylememe gerek yok sanırım. | Open Subtitles | .. لا أعتقد أنني بحاجة لأخبارك ما ستفعله الحكومة لعائلتي لأعمالي إذا تم الأمساك بعملائك و تم ربطهم بي |
Ama bunu Söylememe gerek yok değil mi? Siz koçun eşisiniz. | Open Subtitles | لكني لست بحاجة لأقول لك ذلك أنت زوجة المدرب |
Biterse ne olacağını Söylememe gerek yok. | Open Subtitles | ولست بحاجة لاقول لكم انتم بحاجة لها الى اخر رمق |
Nerelere gittiğimizi Söylememe gerek yok: Richardson Kalesi, Wingate, Cobb... | Open Subtitles | و لا أحتاج لأخبرك عن الاماكن التي مررنا بها قلعة ريتشاردسون.. |
Artık ne kadar geç olduğunu Söylememe gerek yok, değil mi, Ajan Mulder. | Open Subtitles | أنا ليس من الضروري أن أخبرك كيف متأخرا هو، يعمل أنا، الوكيل مولدر؟ |
İlk olarak o assolist yani başka şey de Söylememe gerek yok galiba. | Open Subtitles | حسنا، قبل كل شيء، هو المغني الرئيسي، لذلك أنا ربما لست بحاجة أن أقول أي شيء أكثر من ذلك. |
Charlotte Richards'ın, nereye kaybolduğunu merak eden bir kocası olduğunu Söylememe gerek var mı? | Open Subtitles | تحتاج أود أن أذكر لكم أن شارلوت ريتشاردز لديه زوج من هناك من الذي يتساءل حيث برزت قبالة ل. |
Sıra dışı bazı alışkanlıklarım olduğunu Söylememe gerek yok. Ama gelin, sosyal açıdan kabul gören şu insanlara bir bakın. | Open Subtitles | لا حاجة للقول بأنّ لي عاداتٍ غريبة" "إلاّ أنّ هؤلاء الناس المقبولين اجتماعيّاً |
Söylememe gerek yok ama bu sefer herkesin yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لا حاجة للقول, هذه المرة "كل الأيدي على السطح". |
Buranın binanın akciğerleri olduğunu Söylememe gerek yok. | Open Subtitles | لا أحتاج لإخبارك أنّ هذه رئاتُ المبنى. |
Onun Steadman'ın kanı olduğunu Söylememe gerek yok, değil mi? | Open Subtitles | لا أحتاج لإخبارك أنه كان دم (ستيدمان) أليس كذلك؟ |
İki saati geçti, sana onun saygınlığını Söylememe gerek yok. | Open Subtitles | انها كانت اكثر من ساعتين ولست بحاجة لأخبركم بسمعته. |
Sana bunun ne kadar büyük bir olay olduğunu Söylememe gerek yok,değil mi? Çünkü çok büyük bir olay. | Open Subtitles | ليس علي أن أخبرك مدى لأهمية ذلك لأنه أمر كبير جداً |
Sanki kızım gibiydi. Bunu sana Söylememe gerek var mı? | Open Subtitles | وكأنها ابنتي، هل علي إخبارك بهذا؟ |
Çavuş Clemons, eminim sana burada bir şans ele geçirdiğimizi Söylememe gerek yoktur, Çavuş. | Open Subtitles | الرقيب كليمنز.. لا اظنه يتوجب علي اخبارك بان لدينا هدفا عرضيا هنا |
Bunu Söylememe gerek yoktur. | Open Subtitles | أعتقد أنّه لا داعي لإخبارك بذلك." |
-Adamların yakalanır ve benimle bağlantıları bulunursa hükümetin aileme, işime neler yapacağını Söylememe gerek yok sanırım. | Open Subtitles | .. لا أعتقد أنني بحاجة لأخبارك ما ستفعله الحكومة لعائلتي لأعمالي إذا تم الأمساك بعملائك و تم ربطهم بي |
Düşmanların planlarla neler yapabileceğini Söylememe gerek bile yok. | Open Subtitles | ولست بحاجة لأقول لك ما الذي يمكن للأعداء فعله بمثل هذه الخرائط |
Böylesine bir çuvallamanın sonuçlarının ne olduğunu Söylememe gerek yok. | Open Subtitles | لا أعتقد أنني بحاجة لاقول لك تداعيات هذا النوع من الفشل |
Mulder, bu işte ne kadar büyük bir yanlışlık olduğunu Söylememe gerek yok. | Open Subtitles | مولدر، أنا ليس من الضروري أن أخبرك كيف خاطئ بالتأكيد الذي يبدو. |
İkinize de Söylememe gerek yok ama dikkatli davranmanız gerek. | Open Subtitles | لا أملك أن أقول أي واحد منكم مسؤول عن هذا ، ولكن عليكم ان تكونوا حذرين |
Başka bir şey Söylememe gerek var mı? | Open Subtitles | أعليّ أن أذكر المزيد؟ |
Sana yaşadığımız dünyada hassas insanlara yer olmadığını Söylememe gerek yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لإخبارك أن في هذا العالم الذي نعيش فيه ليس هناك مكان للشخص الهش. |