Sana bir şey söylememe izin ver. Bu botu Lefty için almam... | Open Subtitles | دعني أخبرك شيئاً أنا لم أحضر القارب لليفتي. |
Bıçak işindeyim! söylememe izin ver, benimle bıçakçılık işinin hiçbir çeşidinde olmak istemezsin. | Open Subtitles | دعني أخبرك أنت لاتريد أن تكون في مواضيع بها سكاكين معي |
Senin doğru zamanda doğru şeyi yapacağına inandığımı söylememe izin ver. | Open Subtitles | دعني أقول إني لدي إحساس أنك ستقوم بالعمل الصواب في الوقت المناسب |
Daha önce bana hiç inanmadın, ama şunu söylememe izin ver ince, tembel Homer biliyorsun ki öldü. | Open Subtitles | أنت لم تؤمني بي من قبل ..لكن دعيني أخبرك هومر الكسلان البسيط الذي عرفته مات |
Sen bir şey demeden önce, şunu söylememe izin ver yemekler benden. | Open Subtitles | حسنا ، قبل ان تقول اي شئ ، دعني اقول العشاء على حسابي |
- Lütfen, Bir şey söylememe izin ver, sonra bir daha seninle iletişim kurmayacağım. | Open Subtitles | فقط دعيني اخبرك بشيء وبعدها سوف لا اراسلك مجددا. |
Beni sen terk ettin, şunu söylememe izin ver: | Open Subtitles | لم تكن تستطيع حجز تذكرة طائرة بدوني لقد تركتني و دعني أخبرك بشيئ |
Pekala, öyleyse birşey söylememe izin ver, "O" diye biri yok. | Open Subtitles | حسناً .. دعني أخبرك بشيء ليس هنالك أية فتاة |
Senin insan bile olmadığını düşündüğüm zamanlar olmuştur, ...ama sana şunu söylememe izin ver, sen tanıma şerefine eriştiğim en iyi, en insani adamdın, ...ve kimse beni, bana yalan söylediğine ikna edemez, | Open Subtitles | هنالك أوقات لم اعتقد بها من أنك بشري حتى لكن دعني أخبرك هذا لقد كنت.. الرجل الأفضل |
Sende, bende biliyoruz onun gitmesine sen izin verdin, ama sana bir şey söylememe izin ver. | Open Subtitles | أعلم بأنك ترغب بالاعتقاد بأنك قد نسيت أمرها، لكن دعني أخبرك بشيء ما. سيلفيا ليست مستقبلي. |
Evet, bir dakikam var. Bir şey söylememe izin ver. | Open Subtitles | نعم لدي دقيقة, دعني أخبرك بأمر ما |
Sana bir şey söylememe izin ver. Dinle. Pazartesi, bir veznedar olabilirsin. | Open Subtitles | دعني أقول لك شيء، إسمعني بإمكانك الذهاب يوم الإثنين لتصبح موظف شباك في بنك |
Gitmen gerektiğini biliyorum ama son bir şey söylememe izin ver, tamam mı? | Open Subtitles | أعرف أنه يجب عليك الإنصراف ولكن دعني أقول شيئا |
- Bana bakma. Sadece şunu söylememe izin ver. | Open Subtitles | لا تنظر لي , فقط دعني أقول ذلك مهما كان السبب |
Öncelikle bu anın, kariyerim için utanç verici olduğunu söylememe izin ver. | Open Subtitles | أولاً، دعيني أخبرك أن هذه من أكثر لحظاتي إحراجاً بالمهنة |
Ve adamım, sana şunu söylememe izin ver, kim ki bu sıkıntıyı paraya çevirmenin yolunu bulur -- -- a, bu nasıl buraya geldi? | TED | و دعني اقول لكم أن الشخص الذي يبتكر طريقة لكسب المال من وراء كل هذا الاضطراب سوف -- يا الهي، كيف أتى هذا الى هنا؟ أمزح |
Sadece ismim duvarda yazsın istedim ama sana bir şey söylememe izin ver öğrendiğim tek bir şey varsa o da, isim yapmaya çalışmak için yaptığın şeyler bir boka yaramıyor. | Open Subtitles | وانا اردت فقط اسما على الحائط ولكني دعيني اخبرك شيئا اذا كان هناك شيئا واحدا تعلمته |
Bir şey söylememe izin ver, ve biliyorum çılgın olduğumu düşüneceksin, | Open Subtitles | دعني أخبركَ بشيء ، وأنا أعلم بأنه سيبدوا لك ، جنونياً |
Tamam, tamam... Tamam... Birkaç şey söylememe izin ver... | Open Subtitles | حسناً , حسناً دعني أقل لك شيئاً |
Sana birşey söylememe izin ver: | Open Subtitles | لكن دعني اخبرك بشيء: |
Sana birşey söylememe izin ver Hiç iyi görünmüyorsun. | Open Subtitles | دعنى اخبرك شيئا اوز انت لست بخير |
Her şeyden önce, şunu söylememe izin ver o gün olan her şey her aksilik... | Open Subtitles | أولاً, دعيني أقول لكِ أن كل شئ حدث في هذا اليوم .كلاجراء. |
Eminim, ve sana söylememe izin ver, ki bunu sana bu şehirde herkes söyleyebilir, | Open Subtitles | أنا متيقن، ودعني أخبرك الجميع في هذه المدينة سيؤكد لك |
Biliyorum ben kötü bir şey yapıyorum, ama bunu Tae Joon'a benim söylememe izin ver . | Open Subtitles | أعرف أنني وقح، ولكن اسمحوا لي ان اقول لتاي جون بنفسي. |
Bunu neden yaptığımızı söylememe izin ver. | Open Subtitles | - تركني أخبرك لماذا نحن عملنا هو. - [ماكنة بيبينج بسرعة] |
Bir şey söylememe izin ver | Open Subtitles | دعينى اخبرك باننى |
Yapabiliyorken söylememe izin ver. | Open Subtitles | دعيني أخبركِ بينما أسطيع. |