Senin için mi? Ona yapmasını söylemememi söylediğin herşeyi. | Open Subtitles | أى شىء تخبرنى به و من ثم أخبره به ليفعله لأجلك |
Senin için mi? Ona yapmasını söylemememi söylediğin herşeyi. | Open Subtitles | أى شىء تخبرنى به و من ثم أخبره به ليفعله لأجلك |
Aslında bana söyledi, ama kimseye söylemememi tembihledi. | Open Subtitles | لقدأخبرني، لكنه أخبرني ألا أخبر أحداً |
Seni orada gördüm, Seth'e söylemememi özellikle rica ettin, böylece Los Angeles'a her geldiğindeSeth'te kaldığın yanılsamasını idame ettirebilecektin. | Open Subtitles | رأيتك هناك و أنت طلبت ألا أخبر "سيث" لكي تحتفظ بالوهم أنك تقيم دائماً مع "سيث" |
Bir gün kapıma gelip eşyalarının olduğu çantasını verdi ve Zico'ya söylemememi istedi. | Open Subtitles | أتت إلي ذات يوم وأعطتني حقيبة تحتوي على جميع أغراضها وأخبرتني ألا أخبر "زيكو". |
Wayne, bunlar olduğunda Sherry buradaydı, ama polise söylemememi söyledi. | Open Subtitles | (وين), (شيرى) كانت هنا عندما حدث هذا لكنها اخبرتنى ألا أخبر الشرطة |
Sana söylemem için beni zorladın ve sonra da... üç yaşında bir çocukmuşum gibi başkalarına söylemememi söyledin. | Open Subtitles | و أخبرتني ألا أخبر أحد كأني في الثالثة من عمري! كنت انا و (سارة) يا (جاستن) نتحدث في أمر هام |
Kimseye söylemememi istedi benden. | Open Subtitles | طلب مني ألا أخبر أحدًا |
Bir, kimseye söylemememi söylemiştin. | Open Subtitles | لأنك أخبرتني ألا أخبر أحد |
Benden sadece Dr. Shaw'a, şehirde olduğunu söylemememi istedi. | Open Subtitles | طلبت مني فقط ألا أخبر الطبيب (شو) أنها تتواجد بالمدينة |
Kimseye söylemememi istedi. Joe onu yakalacaktı. | Open Subtitles | أمرني ألا أخبر أحد بذلك لأن (جو) سينال منه |
Benden Elizabeth'e bir şey söylemememi istedi. Uyuşturucu bağımlılığı konusunda yalan mı söylüyordu? | Open Subtitles | (طلب مني ألا أخبر (إليزابيث |