| Sana söylemememi istedi ama onunla konuşmak istiyorsan bunun beklememesi gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | طلب منّي ألاّ أخبركِ، لكنّي أعتقدُ إذا أردتِ التحدث إليه، فما ... فما كنتُ لأنتظر |
| Söyleyecektim, ama Deke ödevini teslim etmeden söylemememi istedi. | Open Subtitles | -كنتُ سأفعل، لكن طلب منّي (ديك )، ألّا أفعل، حتّى يُسلّم مشروعه. |
| Leonard kimseye söylemememi istedi. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} طلب منّي (ليونارد) أن أحتفظ بالأمر لنفسي |
| Bir şey söylemememi istedi. | Open Subtitles | لقد طلبت مني أن لا أقول شيئاً. |
| Elbette biliyorum. Ama Antia söylemememi istedi. | Open Subtitles | بالطبع أعرف، ولكن "أنتيا" هي من طلبت مني أن لا أخبركِ. |
| Bir gün kapıma gelip eşyalarının olduğu çantasını verdi ve Zico'ya söylemememi istedi. | Open Subtitles | أتت إلي ذات يوم وأعطتني حقيبة تحتوي على جميع أغراضها وأخبرتني ألا أخبر "زيكو". |
| Kimseye söylemememi istedi benden. | Open Subtitles | طلب مني ألا أخبر أحدًا |
| Benden sana bir şey söylemememi istedi. | Open Subtitles | لقد طلبت مني أن لا أقول شيئا لك |
| Olivia sana söylemememi istedi. | Open Subtitles | اوليفيا طلبت مني أن لا أخبرك |
| Annalise, sana söylemememi istedi. | Open Subtitles | آناليس) طلبت مني أن لا أُخبركِ) |
| Benden sadece Dr. Shaw'a, şehirde olduğunu söylemememi istedi. | Open Subtitles | طلبت مني فقط ألا أخبر الطبيب (شو) أنها تتواجد بالمدينة |
| Kimseye söylemememi istedi. Joe onu yakalacaktı. | Open Subtitles | أمرني ألا أخبر أحد بذلك لأن (جو) سينال منه |
| Benden Elizabeth'e bir şey söylemememi istedi. Uyuşturucu bağımlılığı konusunda yalan mı söylüyordu? | Open Subtitles | (طلب مني ألا أخبر (إليزابيث |