Uzun süre, birinin bana inanmasını ve deli olmadığımı söylemesini bekledim. | Open Subtitles | ،لمدة طويلة أردت فقط شخصا ليصدقني و يخبرني أني لست بمجنون |
Hey, küçük kardeşimin diğer küçük kardeşimle nasıl baş edeceğimi söylemesini istersem sana sorarım, tamam mı... | Open Subtitles | إن اردت لأخي الصغير أن يخبرني ماذا أفعل مع اخوتي الصغار الاخرين, |
Ve, ah, peki, sanırım konudan konuya atlıyorum ve son zamanlarda pek çok şey yapmaya meyilliyim, ve birinin bana, çenemi kapamamı söylemesini umuyorum. | Open Subtitles | و، حسنا، أظنني متسكعة وهو ما أقوم به مؤخرا مؤخرا وأنا أتمنّى من يخبرني فقط أن أسكت |
John bu yolculuğa başlayalı 18 ay olmuş, ve şimdi kendisine şu anki şikayetlerini söylemesini istedim. | TED | لذا حتى الآن جون ومنذ 18 شهرا وحالته تسوء وأطلب منه الآن أن يخبرنا بعض الشيء عن مأزقه الحالي. |
O söylemeden önce. Onun söylemesini bekleme. | Open Subtitles | قبل أن تخبرك , لا تنتظرها أن تخبرك يجب أن تعرف |
Peki küçükken, anne babanızın size söylemesini istemez miydiniz? | Open Subtitles | عندما كنتِ طفلة, ألم تريدى أن يقولها والداكِ لكِ؟ |
Sanırım bana sarılıp beni anladığını söylemesini umuyordum. | Open Subtitles | أظن أنني كنت أتمني أن يحتضنني، و يخبرني انه يتفهم |
Galiba sarılıp beni anladığını söylemesini umut ettim. | Open Subtitles | أظن أنني كنت أتمني أن يحتضنني، و يخبرني انه يتفهم |
Hiçbir zaman bana ne yapmam gerektiğini söylemezdi bazen söylemesini dilememe rağmen. | Open Subtitles | لم يخبرني ابداً عما يجب فعله حتي بالرغم انه في بعض الاحيان كنت اتمني ذلك |
Babam, Jaime'nin bana gerçeği söylemesini sağladı. | Open Subtitles | أولاً، أجبر أبي أخي جايمي أن يخبرني بالحقيقة |
Yüzüme bakıp bana gerçeği söylemesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد منه أن ينظر الى وجهي و يخبرني الحقيقة |
Ve birinin bana öğle yemeğinde ne yiyeceğimi söylemesini istemiyorum. | Open Subtitles | ولا اريد لأحد ان يخبرني ماذا اكل على الغذاء |
Kadının ve çocuğun yerini söylemesini sağlayın | Open Subtitles | اقنعوه بأن يخبرنا ،، عن مكان المرأة وطفلها |
Ama gözlerin bize bir şey söylemiyor çünkü göğüslerine bakıyoruz ki onlar bize birinin üzerine atlayıp seni sevdiğini söylemesini isteğini söylüyorlar. | Open Subtitles | لكنّ عينيكِ لا تقولانِ شيئاً لأننا ننظر إلى ثدييكِ مما يخبرنا أنّكِ تتوقينَ |
İçlerinden birisinin patentlerini kimin satın aldığını söylemesini umuyoruz. | Open Subtitles | راجين ان يخبرنا احدهم من الذي حصل على اختراعاتهم |
Peki bir kızın sizinle ilgilenmediğini nasıl söylemesini isterdiniz? | Open Subtitles | حسنًا، كيف كُنت لتريد أن تخبرك فتاة بأنّها ليست راغبة بك؟ |
Sorumlu hissediyorum. Sana söylemesini ben istedim. | Open Subtitles | أشعر أنني مسؤولة عن ذلك فقد نصحتها أن تخبرك |
Sadece yüzüme söylemesini istiyorum. Ne? Seni yeterince incitmedi mi zaten? | Open Subtitles | أريده أن يقولها في وجهي - ألم تقاسي ما يكفي؟ |
Bir sahile demir atıp, yerlilere Jaime Lannister'ın Dorne'a geldiğini söylemesini ne engelliyor? | Open Subtitles | ما الذي يمنعه من الهروب للساحل ليخبر المحليين أن (جايمي لانيستر) في (دورن)؟ |
Yani bunca zaman, gizli bir sesin, hayatında ne yapman gerektiğini söylemesini bekliyordun. | Open Subtitles | إذاً، طوال هذا الوقت، إنّك تنتظر الصوت الغامض ليخبرك ما الذي تفعله بحياتك. |
Evrenin, dizlerinin üzerine çöküp şöyle söylemesini istiyorum: | Open Subtitles | أود أن يركع الكون كله على ركبتيه ويقول: |
İnsanların işimi nasıl yapacağımı söylemesini çok severim. | Open Subtitles | أحب عندما يملي عليّ الناس كيف أقوم بتأدية عملي |
Bana doğruyu söylemesini hak ettiğimi hissettiğini söyledi. | Open Subtitles | حسناً, قالت أنها شعرت أنها مدينة لي, بأن تخبرني الحقيقة. |
Karımın da beni bu yüzden bıraktığını söylemesini bekliyorum. | Open Subtitles | أنا في إنتظاره هو الآخر بأن يقول أن زوجتي تركتني |