"söylemeye çalışıyordu" - Translation from Turkish to Arabic

• يحاول إخباري
• كان يحاول إخبارنا
• تحاول أن تقول
• تحاول إخباري
• يحاول أن يخبرني
• يحاول أن يقول

Bir adam bana bir şeyler söylemeye çalışıyordu.
كان . كان هناك رجل وكان يحاول إخباري بشيء

Babam bana söylemeye çalışıyordu Ölürken gibi bir şey '.
كان والدي يحاول إخباري شيئاً وهو يحتضر

Zavallıcık hastalık temasını kullanarak bana rahatsız olduğunu söylemeye çalışıyordu.
.الجراب كان يحاول إخبارنا أنه مريض بسبب إدخال المرض إلى اللعبة

Belki de çığlık atmaya başladığında, bir şey söylemeye çalışıyordu.
ربما كانت تحاول أن تقول شيئاً . عندما صرخت

Belki de kağıttan kentler derken bunca zaman... bana bunu söylemeye çalışıyordu.
ربما هذا ماكانت تحاول إخباري به طوال الوقت كحديثها عن المدن الورقية

Belki de babam başından beri bana bunu söylemeye çalışıyordu.
أحياناً أن والدي كانَ يحاول أن يخبرني طوال الوقت

Bizi o Ouija tahtasıyla uyarmaya çalışıyordu, bu kadını bulmamızı söylemeye çalışıyordu, böylece...
وهو يحاول أن يحذرنا عن طريق لوح أويجا , يحاول أن يقول لنا بأن نجد هذه المرأة حتى نعرف

Bana bir şey söylemeye çalışıyordu, ama hatırlayamıyorum.
هو كان يحاول إخباري شيء.

Nick geçen sene bana bunu söylemeye çalışıyordu.
هذا ما كان (نيك) يحاول إخباري إياه بالعام الماضي.

Bize evini söylemeye çalışıyordu.
لأنه كان يحاول إخبارنا بمكان مسكنه

Herhalde önemli bir şey söylemeye çalışıyordu.
حتمًا كان يحاول إخبارنا خبرًا مهمًّا.

Bir şeyler söylemeye çalışıyordu.
كان يحاول إخبارنا بشئ

Sanırım bana bir şey söylemeye çalışıyordu.
أعتقد أنها كانت تحاول أن تقول شيئا لى

Bize nereye gitmemiz gerektiğini söylemeye çalışıyordu.
كانت تحاول أن تقول لنا أين نذهب؟

O da bana bir şeyler söylemeye çalışıyordu.
و كانت تحاول أن تقول لي شيئا.

Sanki bana bir şey söylemeye çalışıyordu.
كان الأمر يبدو وكأنها تحاول إخباري بشيئ.

Cora'yı hatırlıyorum, ölmeden evvel bana söylemeye çalışıyordu.
أتذكر " كورا " قبل أن تمون كانت تحاول إخباري..

Bana birşeyler söylemeye çalışıyordu. - Kar yağıyordu.
-كانت تحاول إخباري بشئ ما .

Lindstrom yeni bir şey bulmuştu. Sızıntı olduğunda bana söylemeye çalışıyordu.
وجد (لندستروم) شيئًا كان يحاول أن يخبرني عنه

Sanırım bana bir şey söylemeye çalışıyordu. İyi misin?
لقد كان يحاول أن يقول شيئاً هل أنتم بخير ؟