"söylemeyeceğiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نخبر
        
    • لن نقول
        
    • نخبرهم
        
    • نخبره
        
    • نخبرك
        
    • نُخبر
        
    • نقول لجدو
        
    • نتفوه
        
    Kesinlikle doğru. Ve biz hiç kimseye onların nereye gittiklerini söylemeyeceğiz. Open Subtitles بالضبط ، و نحن بدورنا لن نخبر أحداً إلى أين ذهبا
    Şimdi, bunu Komiser Craddock'dan başka kimseye söylemeyeceğiz, ona da hemen söyleyelim. Open Subtitles يجب ان نخبر المفتش كرادوك بهذا, وليس احد غيره وكلما اسرعنا, كان افضل
    Light-kun'a bunu söylemeyeceğiz. Light-kun sizi ararsa burada, merkezin içindeymiş gibi konuşun. Open Subtitles لن نخبر لايت-كون بذلك وسنتكلم إليه وكأنك لازلت هنا في مقر التحقيق
    Hayır, hayır. Tanıştırılacağız. Sadece ona, bunu batırdığını söylemeyeceğiz. Open Subtitles كلا سيحصل ذلك و لن نقول لها أنها أخفقت في تحضير الحلوى
    Ne için geldiklerini onlara söylemeyeceğiz. Muhtemelen yeni bir tür kama olduğunu zannedeceklerdir. Open Subtitles لن نخبرهم عن غرض استخدامها، فغالبا ما سيعتقدون أنها نوع جديد من الخناجر
    Bunu şişko Moe'ya verecek ve neyin anahtarı olduğunu söylemeyeceğiz. Open Subtitles هذا سيكون مع مو البدين نحن لم نخبره لأى شئ هذا
    - söylemeyeceğiz. İyileşeceksin. - Bebeğin de iyi olacak. Open Subtitles نحن لن نخبرك أنتي ستصبحي بخير وطفلك سيكون بخير أيضا
    Tamam. Ve kimseye, bunu paketten çıkardığımızı söylemeyeceğiz. Open Subtitles حسنًا ، وأننا أبدًا لن نخبر أحدًا أنها خرجت من علبة
    Salı günü parlamento açılana kadar çocuklara da söylemeyeceğiz. Open Subtitles لن نخبر الاطفال حتى الثلاثاء موعد انعقاد البرلمان
    Kimseye bişey söylemeyeceğiz Böyle bir yüz hiç görmedik. Open Subtitles لن نخبر أحداً بما حدث. فنحن لَم نرَ وجهكَ حتّى.
    Babana nerede olduğumuzu söylemeyeceğiz. Sesi kızgın gibi ama sadece oyun bu. Open Subtitles نحن لن نخبر ابي اين نحن. اعرف انه يبدو غاضبا,ولكنه فقط يريد ان اللعب
    Endişe etme, kimseye kaçırılmadığınızı söylemeyeceğiz. Open Subtitles لا تقلق ، لن نخبر أحد أبدًا بأنكما لم يتم إختطافكما.
    Kimseye söylemeyeceğiz. Sana söz veriyorum. Open Subtitles لن نخبر أحدا , لقد أعطيتك كلمتي.
    Bunun ne olduğunu anlamadan bir şey söylemeyeceğiz. Open Subtitles لا, حتى نتعرف عليها نحن. لن نخبر أحد
    - İşte bu yüzden onlara söylemeyeceğiz. Open Subtitles ـ قوتي للمقامرة ـ لذا نحن لن نخبر أحد
    Abu Nazir'le bağlantınız olduğunu Suudi istihbaratına söylemeyeceğiz siz de Nazir'e bu görüşmeyi söylemeyeceksiniz. Open Subtitles لن نقول شيء للاستخبارات السعودية عن علاقتكَ مع أبو نزير، وأنتَ لا تقول شيء لأبو نزير عن لقائنا معاً.
    Hangi otel olduğunu söylemeyeceğiz, çünkü ne kadar az bilirsen, bizim için o kadar iyi. Open Subtitles نحن لن نقول لك المزيد لأنه كلما قل ما تعرفينه كلما كان أفضل
    İyi haber şu ki onların hikayesinin ne olduğunu duyana kadar kendimizinki söylemeyeceğiz. Open Subtitles الآن، الأخبار الجيّدة هي أنّنا سنسمع قصّتهم أوّلًا قبل أن نخبرهم بقصّتنا
    Onlara hiçbir şey söylemeyeceğiz, ve onlar canavar değil. Open Subtitles لن نخبرهم بشئ وهم ليسو وحوشا ً
    Tamam. Boşver Hank'i. Ona hipnotizörü söylemeyeceğiz bile. Open Subtitles اللعنة على هانك ولن نخبره حتى بأمر المنسق إتفقنا؟
    Sana hiçbir şey söylemeyeceğiz, o yüzden en iyisi gitmemize izin ver. Open Subtitles نحن لن نخبرك أي شئ، لذا من الأفضل أن تدعنا نذهب.
    Bunu kimseye söylemeyeceğiz değil mi? Open Subtitles لن نُخبر أحداً بذلك، صحيح؟
    Televizyon izlemememiz gerekiyor ama Jack dedeye söylemeyeceğiz, değil mi? Open Subtitles اعلم اننا من المفترض ألا نشاهد التليفزيون لكننا لن نقول لجدو "جاك", أليس كذلك؟
    Şimdi hepimiz buradan çıkıp gideceğiz ve hiçbir şey söylemeyeceğiz. Open Subtitles والآن سنمشي بشكل اعتيادي خارجين من هنا ولا نتفوه بشيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more