| Kafam için bir şeye ihtiyacım var. Etrafta dolaşan bazı söylentiler vardı. | Open Subtitles | أَحتاجُ شيئا لرأسي. كانت هناك إشاعات حولنا |
| Ben Millington akademisine gittiğimde, hocayla ilgili söylentiler vardı. | Open Subtitles | عندما ذهبت إلى أكاديمية "ميلنغتون"، كانت هناك إشاعات حول المدرّب. |
| Garipleştiğine dair söylentiler vardı. | Open Subtitles | كانت هناك إشاعات بأنها أصبحت غريبة... |
| Tanya'nın onu sevmediğine dair söylentiler vardı ama Miron bununla ilgili hiç birşey söylemedi. | Open Subtitles | كانت هناك شائعات بأن تانيا لم تحبه لكن ميرون لم يقل شيئا عن ذلك |
| Dougal'ın bana sonradan anlattığı bazı söylentiler vardı. | Open Subtitles | كانت هناك شائعات أخبرني بها دوغال بعد الحادثه |
| 30 yıl önce bir kız çocuğu hakkında söylentiler vardı. | Open Subtitles | كانت هناك شائعات منذ 30 عاما عن الفتاة |
| Yani söylentiler vardı ama... | Open Subtitles | لم أكن أعلم كانت هناك إشاعات ولكن... |
| - Şeyle ilgili söylentiler vardı... | Open Subtitles | كانت هناك شائعات بأن |