"söylerlerdi" - Translation from Turkish to Arabic

    • كانوا يقولون
        
    • يخبروني
        
    Senin yaşındayken, polis de, suçlu da olabileceğimizi söylerlerdi. Open Subtitles عندما كنت في مثل عمرك، كانوا يقولون لنا أنّه بمقدورنا أن نصبح رجال شرطة أو مجرمين
    İnsanlar hep koca kafalı olduğumu söylerlerdi Open Subtitles الناس دائما كانوا يقولون مغرور ورأسي كبير
    Onlar da şöyle şeyler söylerlerdi: "Bu eleman dersten çakacak." Open Subtitles وعندها كانوا يقولون أشياء مثل "هذا الشاب سوف يفشل بالصف"
    Bana her zaman bir hukuk bürosunda çalışmanın savaşta olmak gibi olduğunu söylerlerdi. Open Subtitles دائماً يخبروني أن العمل في شركة محاماة كبيره كالحرب
    Ve erkek arkadaşımın başka biriyle görüştüğünü de söylerlerdi. Open Subtitles وكانوا دوما ً يخبروني إذا غازل صديق لي فتاة أخرى
    Nerede olduğunu bilselerdi bana söylerlerdi, değil mi? Open Subtitles إن كانوا على علم بمكانه، سوف يخبروني بذلك، صحيح؟
    Ortaçağ'da şeytanın beni ele geçirdiğini söylerlerdi. Open Subtitles في العصور الوسطى كانوا يقولون لقد تعرّضت لمسّ
    Mücadele ettiği adamlar, ağaca vuruyormuş gibi hissettiklerini söylerlerdi. Open Subtitles أولئك الذين واجهوه كانوا يقولون بأن لكمه كان كلكم الشجر
    Okuldayken eşcinsel bir kadına dönüşebileceğimi söylerlerdi. Open Subtitles في المدرسة ، كانوا يقولون بأنّه يمكنني أن أجعل المرأة سحاقيّة
    İnsanlar bana hep bu gibi duygularım olmadığını söylerlerdi. Open Subtitles الناس كانوا يقولون لي دائمًا ما لم يكن لدي أي مشاعر عنه لم أكن أعرف ما يقصدون
    Birlikte çok şirin gözüktüğümüzü söylerlerdi. Open Subtitles كانوا يقولون اننا نبدو رائعين سويا
    Şöyle iğrenç şeylerde söylerlerdi, Open Subtitles كانوا يقولون هراء مثل
    - Her zaman kaba şeyler söylerlerdi. Open Subtitles - كانوا يقولون الأشياء اللئيمة -
    Örnek olarak, Kamboçya'da [anlaşılmayan isim] tek başına davaya gitmedi arkasında 24 tane avukatla gitti ve beraber birlik oluşturdular. Aynı zamanda Çin'de, hep bana söylerlerdi "Bir araya gelmemiz çölde esen rüzgar gibi oluyor." TED كمثال، في كمبوديا، لم يكن الأمر أنها لم تذهب بمفردها لكن كان بصحبتها 24 محامي وقفوا سوياً. وبنفس الطريقة في الصين، يخبروني دائماً " الأمر مثل الرياح العاتية في الصحراء حينما نكون سوياً."
    - Ölse söylerlerdi. Open Subtitles لم يخبروني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more