Bozulduğun için üzgünüm ama gerçeği söylersek tüm şehrin önünde aşağılanmış olacağım. | Open Subtitles | أنا آسف أنّك منزعجة، لكن لو قلنا الحقيقة سأهان أمام البلدة بأسرها |
Peki ya bir daha senin için alışverişe gitmeyeceğimizi söylersek? | Open Subtitles | ماذا لو قلنا لن نذهب إلى المتجر من أجلكِ مجدداً؟ |
Gözlerimizi kapayıp bunun bir rüya olduğunu söylersek... | Open Subtitles | لو أننا أغلقنا أعيننا و قلنا هذا مجرد حلم |
Herkese kanser olduğunu söylersek bu çekilmez anları daha kolay hale getiremez miyiz? | Open Subtitles | بلحظة كهذه يخيل لي أن الأمور ستكون أسهل إن أخبرنا الناس أنكِ مصابة بالسرطان |
Eğer Sloan'a gidip soruşturma kuruluna Haldeman'ın adını verdiğini bildiğimizi söylersek... | Open Subtitles | إذا استطعنا أن نقابل سلون و أخبرناه أننا نعلم أنه أدلى باسم هالدمان في شهادته أمام المحكمة العليا. |
Oğlum, eğer hepimiz polise gidip müdürün ne yaptığını söylersek onu kovacaklardır. | Open Subtitles | يا صاح، إذا أخبرنا الشرطة ما الذي فعله بك المدير سوف يطرد |
Pardon ama ona oğlunun ismini listeye koyduğumuzu söylersek ne olur? | Open Subtitles | اعذرني، لماذا فقط لا نخبره أن اسم إبنه على القائمة؟ |
Tamam o zaman, peki biz gerçek kimliğini bu ölüm ekibine söylersek ne olur? | Open Subtitles | حسناً إذن , ما رأيك بتنفيذ ما نطلبه منك و إلا فسنخبر فيلق الهلاك بهويتكَ السريّة ؟ |
Gerçekten nişanlısı olduğunu bilmediğimize söylersek bize inanabilir mi? | Open Subtitles | إن قلنا له أننا لم نعرف أنها مخطوبة فهل سيصدق ذلك؟ |
Evet, ama bir şey söylersek FBI'nın soruşturmasına ne olacak? | Open Subtitles | أجل, إذا قلنا شييء،فما سيحدث لمجرى تحقيق المباحث الفدرالية؟ |
Evet, ama bir şey söylersek FBI'nın soruşturmasına ne olacak? | Open Subtitles | أجل, إذا قلنا شييء،فما سيحدث لمجرى تحقيق المباحث الفدرالية؟ |
Eğer gerçeği söylersek Carter, mahvolur. | Open Subtitles | أن قلنا الحقيقة ، فإن كارتر ميت لامحالة. ونحن كذلك. |
Eğer bize yardımcı olduğunu söylersek buradaki hayatın daha rahat olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن تكون الحياة أسهل لكَ بكثير هنا إذا قلنا للسجّان أنّك ساعدتنا |
Eğer O'na sığınmadığımızı söylersek, karanlığa yürürsek yalan söylemiş oluruz, doğruluktan kaçarız. | Open Subtitles | ان قلنا أننا مرتبطون به و إتبعنا طرق الظلام,فنحن كاذبين و لا نقول الحقيقة |
Eğer 5K'de yarışacağımızı söylersek ve ondan yardım istersek heyecanlanır. | Open Subtitles | إن قلنا أننا جميعا سنركض 5 كيلو وسألنا مساعدته سيتحمس نحن ؟ |
Eğer Carrillo'yu gözden düşürmek için yaptığını söylersek, bize inanırlar. | Open Subtitles | إن قلنا إنها تفعل ذلك لتشويه سمعة كاريو فسيصدقوننا |
Michael'a söylersek Bölüm protokolünü izler seni ve Jaden'ı hemen buradan çeker. | Open Subtitles | إن أخبرنا (مايكل) سيتبع نظام "الشعبة" وذلك سيضعكِ و(جايدن) في خطر محدق |
Eğer Flint'e altının gittiğini söylersek başka bir tayfa bulup onu alacağını ve daha fazla payımız olacağını söyledin. | Open Subtitles | قلتَ أنه إن أخبرنا القبطان (فلينت) أن الذهب قد اختفى ستحصل على طاقم آخر كي يحضره ونحن نحصل على حصة أكبر |
Ona bu dava üzerinde çalıştığını söylersek seni kovduracak. | Open Subtitles | إذا أخبرناه بأنك تحقق في هذه القضية فإنه سيفصلك من العمل |
Eğer polise veya diğer yetkililere bunu söylersek, onları uyarabilirler. | Open Subtitles | لا يمكننا إذا أخبرنا الشرطة أو باقي السلطات سنتحمل مخاطرة أن يحذره أحدهم |
Haklı olduğunu söylersek, bağımlılığını körüklemiş oluruz. | Open Subtitles | نخبره أنه مصيب و سنغذي إدمانه |
Soru sormadan, tartışmadan ne söylersek onu yapacaksın. | Open Subtitles | ستقوم بفعل كل شئ نطلبه منك من دون جدال , من دون أسئلة |
Ne yaptığını herkese söylersek bizim itibarımıza bir şey olmaz, seninkine olur. | Open Subtitles | والآن، عندما نخبر الجميع ما كنت تنوي فعله فستكون سُمعتنا بخير، أما أنت فلا |
Eğer gönüllülerin profillerini çıkaracağımızı söylersek bizi engelleyebilir. | Open Subtitles | لو اخبرناه اننا نبحث عن متطوعيين حتى نتمكن من تحليل من سيظهر ربما يلغى الامر برمته |