Söyleyebileceğim tek şey, her sabah Pavlov'un köpeğinin sesiyle uyandığım gibi seninle uyanıyorum. | Open Subtitles | كل ما أستطيع قوله هو أنه فيب كل صباح أستيقظ على هذا الصوت وأعتقد بأن الحب يتحدث |
Sana Söyleyebileceğim tek şey en gelişmiş insan teknolojisi herhangi bir sorun göstermedi. | Open Subtitles | كل ما أستطيع قوله هو أن أفضل التقنيات البشرية لا تشير إلى وجود مشكلة |
Söyleyebileceğim tek şey cinayet silahı, vücudunda bulundu. | Open Subtitles | كل ما استطيع قوله لكم هو أن سلاح القتل تم العثور عليه في جثتها |
Bu kalemle ilgili Söyleyebileceğim tek şey ulusal güvenlik açısından hayati önem taşıdığıdır. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله هو أن محتويات هذا القلم تعتبر حيوية للأمن القومي |
Ama Benny için Söyleyebileceğim tek şey beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadı. | Open Subtitles | لكن الشيء الوحيد الذي أستطيع قوله عن (بيني) هو أنه لم يخذلني قط |
Söyleyebileceğim tek şey hepimizin en kötü senaryoya hazır olması gerektiği. | TED | ما أستطيع قوله هو أنه يتعين علينا الاستعداد لسيناريو أسوأ الحالات. |
Söyleyebileceğim tek şey Salazar'ların ana kampının 25km doğusunda olduğumuz. | Open Subtitles | على حد علمى نحن على بُعد حوالى 15 ميل شرق معسكر قاعدة (سالازار) |
Vietnam'daki savaş hakkında Söyleyebileceğim tek şey vardı. | Open Subtitles | يمكننى أن أقول شيء واحد عن حرب فيتنام |
- Sana Söyleyebileceğim tek şey bunun kişisel olmadığı. | Open Subtitles | لماذا ؟ - أفضل ما يمكنني قوله لك |
Söyleyebileceğim tek şey, umarım benim beğendiğim kadar beğenirsin. | Open Subtitles | كل ما أستطيع قوله هو أنني أتمنى أن تعجبك كما أعجبتني |
Şu anda Söyleyebileceğim tek şey gerçekten bu. | Open Subtitles | العمل هو... حسنا، انه سري هذا كل ما أستطيع قوله حقا الآن |
Sadece bilmem gerektiği kadarını öğrenirim. Söyleyebileceğim tek şey bu. | Open Subtitles | بما يتعلق بعملي و هذا كل ما أستطيع قوله |
Söyleyebileceğim tek şey, sana söz veriyorum bu insanlar beni masum bulsunlar ya da bulmasınlar hayatım geri kalanını dünyadaki Clifford Dannerslar için mücadele ederek harcayacağım. | Open Subtitles | كل ما استطيع قوله اني اوعدكم سواء كان هؤلاء وجدوني مذنبا ام لا |
Bu noktadan sonra Söyleyebileceğim tek şey, hiç kimsenin beni orada bir gece kalmaya ikna edemeyeceğidir. | Open Subtitles | كل ما استطيع قوله بهذه النقطة هو انه لن يستطيع احد اقناعي بالمبات في المنزل |
Ve eğer yalan söylememi istemiyorsan, Söyleyebileceğim tek şey bu. | Open Subtitles | و إذا كنتِ تريدين ألا أكذب إذاً هذا كل ما استطيع قوله |
Söyleyebileceğim tek şey saat 3'e kadar tüm yaralanmalardan ve kazalardan sakınmalıyız yoksa zavallı bir eve gideriz. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله هو أنه حتى 3 بعد الظهر يجب علينا أن نتجنب كل الحوادث والإصابات أو أننا جميعا سنذهب الى منزل للفقراء |
Söyleyebileceğim tek şey bu işin çok yakında olacağı, çok yakında hem de. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله هو أنه سيحدث قريباً، قريباً جداً |
Söyleyebileceğim tek şey; | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله هو أن سانتانا ساعدتني كثيرا |
Ama Benny için Söyleyebileceğim tek şey beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadı. | Open Subtitles | لكن الشيء الوحيد الذي أستطيع قوله عن (بيني) هو أنه لم يخذلني قط |
Vietnam'daki savaş hakkında Söyleyebileceğim tek şey var. | Open Subtitles | يمكننى أن أقول شيء واحد عن حرب فيتنام |