Tamam mı? Size kız kardeşinin daha önce çalıştığı barı anlatacaktır ve evlendiği kilisenin önünden geçmenizi söyleyecektir, bunun gibi şeyler. | TED | ستخبرك عن الحانة حيث كانت شقيقتها تعمل ثم ستمر بالكنيسة التي تزوجت فيها، و هذا النوع من الأشياء |
Bazıları sizlere savaşın elde olmasa da insani olduğunu söyleyecektir. | TED | سيخبرك أحدهم أن الحرب بفعل الإنسان دوماً. |
Bu yarışmaya katılan herkes sana ortalama bir hafızası olduğunu söyleyecektir. | TED | كل من يشارك في هذه المسابقة يخبرك بأن لديه ذاكرة متوسطة فقط |
Şüpheciler ortak barınmanın çok küçük bir grup insan için ilginç ve çekici olduğunu söyleyecektir. | TED | المتشككون سيقولون أن السكن المشترك جذاب ومشوق لمجموعة صغيرة فقط من الناس. |
İyi deneme. Ama her doktor bunun imkansız olduğunu söyleyecektir. | Open Subtitles | محاولة جيدة ، ولكن كل دكتور سيقول لك انه مستحيل |
Gece boyu zindanda tutup, sabah da kırbaçlayın ardından bize söyleyecektir. | Open Subtitles | إقفل عليه في الخلية ليلا، إجلده في الصباح وبعد ذلك سيخبرنا |
Polise, ...biletin arkasında, ...bu numaranın olduğunu söyleyecektir. | Open Subtitles | وإنه سيخبر الشرطة على ظهر بطاقة اليانصيب هنالك هذا الرقم |
Sana söyleyecektir, yüzbaşı. Bir beyefendi olarak sözünü verir misin? | Open Subtitles | أسأل بيلي إن لم تصدقني وهي ستخبرك يا كابتن |
Fakat her kadın sana bir erkeğin kalbini göremediğini söyleyecektir. | Open Subtitles | لكن اى امرأة ستخبرك انها لم تنظر فى قلب رجل ابدا |
O halde Marissa'ya sor. Aralarında bir şey yoksa söyleyecektir. | Open Subtitles | لذااسالهابخصوصذلك , اذالميكنيوجدايشي ,ستخبرك .. |
Epigenetikçiler ise yoksul insanların kötü veya fakirleşmiş ortamlarda olmasının bu fenotipi, yani bu özelliği oluşturduğunu söyleyecektir. | TED | سيخبرك علماء التخلّق المتعاقب أن الفقراء يعيشون في بيئةٍ سيّئة أو بيئةٍ فقيرة تخلق ذلك النمط الظاهري وتلك الصفة. |
Cinayet masasından bir polise sorsan, bunun her zaman olduğunu söyleyecektir. | Open Subtitles | اى ضابط فى قسم التحقيق فى جرائم القتل سيخبرك ان هذه الاشياء تحدث دائما |
Ondan sonra, sana kadın iç çamaşırı giydiğini bile söyleyecektir. | Open Subtitles | عندها سيخبرك حتى لو كان يرتدي ملابس داخلية نسائية |
Örneğin, Ulaşım Bakanlığı size muhtemelen kaç km yol düzelttiklerini söyleyecektir. MTA kaç km metro hattı olduğu hakkında övünecektir. | TED | مثلاً مكتب المواصلات قد يخبرك عن عدد الأميال التي يتم صيانتها. |
Beni bu ilacı almam için göndermişti. O size söyleyecektir. Şu anda annemin yanında olmalı. | Open Subtitles | لقد ارسلنى من اجل هذا الدواء,سوف يخبرك بهذا,وهو ربما مع امى فى هذه اللحظة |
Çalıştığım tüm insanlar, size aynı şeyi söyleyecektir. | TED | جميع الأشخاص الذين عملت معهم، سيقولون لك نفس الشيء. |
Liberaller dini kullandığınızı ve kötü bir muhafazakar olduğunuzu söyleyecektir. | TED | سيقول الليبراليون بأنك تستخدم الدين وسيصمونك بالمحافظ الرجعي |
Tom'u almak için giderken, onu kimin vurduğunu söyleyecektir. | Open Subtitles | هو سيخبرنا من فعل ذلك ونحن قادمون للقبض على توم |
Bana istediğin kadar yalan söyle, ama vücudun düğününe kadar bütün dünyaya gerçeği söyleyecektir. | Open Subtitles | اكذبي علي كما تشائين ولكن جسمكِ سيخبر الحقيقة للعالم كله بحلول يوم زفافكِ |
Sana ne yapman gerektiğini söyleyecektir. | Open Subtitles | سيخبركِ حينها أنّه يجدر بك إخراج المسدّس. |
Şey, sanırım bunu buluşacağım yapımcı söyleyecektir. | Open Subtitles | اعتقد بان المنتج الذي سأقابله سيخبرني بذلك |
İnsanlar, acının dineceğini söyleyecektir. | Open Subtitles | الناس سيخبرونك أن الألم سيزول في النهاية |
Bayan Sciuto, buradaki kan lekelerinin tam olarak ne olduğunu bize söyleyecektir. | Open Subtitles | الأنسه شوتو ستخبرنا تحديدا ماذا تقول رطوش الدم هذه |
Belki de. Herhangi bir uyuşturucu itirafçısına, esrarın kaynağını sorduğunda, otlanarak aldığını, kimlerin satın aldığını, kimlere sattığını söyleyecektir. | Open Subtitles | ربما، لتسأل أحد الواشين عن مكان بيع المخدرات، وسيخبرك |
Eğer Bay Lopez'e karşı durursan, sana buradan gitmeni söyleyecektir tabi. | Open Subtitles | إن وقفت أمام السيد.لوبيز، سوف يقول لك إبتعد من هُنا. |
Dedektif Morris'i ararsanız size başka kahinlerin de öldüğünü söyleyecektir. | Open Subtitles | إذا تَدْعو مفتشَ موريس، هو سَيُخبرُك أنبياء آخرينَ قُتِلَ أيضاً. |
Lütfen! Ona sorun, o da aynı şeyi söyleyecektir. Dün gece maillerime baktığımı bile sanmıyorum. | Open Subtitles | ، اسألها، ستقول لك نفس الكلام لا أظن حتى أني تفقدت بريدي الإليكتروني ليلة البارحة |