"söyleyemez" - Translation from Turkish to Arabic

• إخبارنا
• يُملي
• أن يقول
• يخبر
• يستطيع قول
• يملي
• يحدد
• يأمرني
• القول أن
• أن تخبرنا
• يخبرني ما يجب علي
• يمكنه القول
• لا يمكنك اخباري
• ان تخبرينى
• تستطيع إخباري

Evet, ama kadın yeleği imha edene kadar bir şey söyleyemez.
أجل ، ولن تستطيع إخبارنا بشيء إلى أن نبطل مفعول السترة

Ama durum şu ki: Kimse bize deneyimimizin ne anlama geldiğini söyleyemez.
لكن الأمر كالتالي: لا أحد يستطيع إخبارنا معنى تجربتنا

Bu yüzden hiçkimse bize vardiyamızı nasıl geçireceğimizi söyleyemez.
لذلك لا أحد على الإطلاق يُملي علينا طريقة تمضية نوبتنا

Bir adam bir kadına ona kur yapmadan çekici olduğunu söyleyemez mi?
ألا يمكن للرجل أن يقول للمرأة عن جمالها دون أن يكون غزلاً؟

Peter Cooper ve Ron Mitchell'a kimse öleceği zamanı söyleyemez.
لا أحد يخبر بيتر كوبر و رون ميتشل متى يموتوا

Yani bir erkek, kadına çocuğu olacaksa bu tür şeyleri söyleyemez.
أعني , الرجل لا يستطيع قول ذلك إلى الإمرأة التي سيكون لديه منها طفل

Daha önce de danışmanları oldu. Kimse ona ne yapacağını söyleyemez.
لقد كَانَ عِنْدَهُ مُستشارونُ قبل ذلك لا أحد يملي على بيل ما يفعله

Bir ÖIüm Meleği deftere sahip birisine bir insanın ismini söyleyemez. ama Rem'in birisini öldürmesine karşı hiçbir sınırlama yok. Evet.
صحيح أنه لا يجب على الشينيغامي إخبار البشر بأسماء البشر، إلا أنه لا يوجد قانون يحدد من يمكن لريم قتله أو لا

Bana dedi ki, "Kimse bana ne çizmem gerektiğini söyleyemez.
قال،" لا يجب أن يأمرني بما يجب أن أرسم.

Sen de hepimiz kadar iyi biliyorsun ki Kinkaid bize bir şey söyleyemez.
أنت تعرف ، ونحن نعرف أن كينكيد لا يمكنه إخبارنا بأي شيء

Açıkçası onlara ne olduğunu bilmiyoruz ve bunu onlar da söyleyemez.
لا يمكننا ببساطة أن نعلمَ ما حدث لهم و هم لا يستطيعون إخبارنا

Ne dediğini gerçekten bize söyleyemez misin?
إذاً فأنت حقاً لا تستطيع إخبارنا بما قاله؟

Bu benim gösterim. Kimse bana ne yapacağımı söyleyemez.
هذا عرضي ولا أحد يُملي عليّ ما أفعله.

Hiç kimse benim çocuklarıma ne yapacaklarını söyleyemez.
لا أحدَ يُملي على أطفالي ما يفعلونه

Avukatımız hırsız ve yalancı olabilir ama bir yargıç bunu asla söyleyemez.
قد يكون محامينا كاذب ولص ولكن لا يمكن للقاضي أن يقول هذا

Yani düşünecek olursanız, bir jeolog bir aşı hakkında bir şey söyleyemez.
فاذا فكرت في ذلك فان الجيولوجي لا يستطيع أن يقول لك اذا كان المصل أمنا

Bu durumda polise hiçbir şey söyleyemez.
حسنـاً،فيحـالتهالحـالية، لا يمكن أن يخبر الشرطة بأيّ شيء

Neden bir baba oğluna asla onu ne kadar çok sevdiğini söyleyemez?
لماذا لا يستطيع الأب أن يخبر ولده عن مدى حبه له

Fakat nasıl öğrendiğini söylemeden hiçbir şey söyleyemez.
لكنه لا يستطيع قول أي شيء دون أن يحدد كيف يعرف.

Öylece çekip gidemezsin. 18'ime girdiğime göre yasal olarak artık yetişkin biriyim. Artık kimse ne yapmam gerektiğini söyleyemez.
لقد صرت في الثامنة عشر أنا بالغ قانونياً ولا يستطيع أحد أن يملي علي شيئاً, سأخرج من هنا

Kes sesini, Bulbul. Kimse bana ne yapacağımı söyleyemez. Anladın mı?
اخرسي(بلبل)لا احد يأمرني بما علي فعله,فهمتي؟

Hiç kimse, küçük bir çocuk olarak, böyle bir şeyin olmayacağını söyleyemez, çünkü bu fikri anlayamadığını fark edecek kadar akıllı değilsinizdir.
وكاطفال ، لا أحد يمكنه القول أن ذلك لن يحدث لأنك أحمق لدرجة عدم ملاحظة أنك لا تستطيع فهمها

Burada olan biteni bize söyleyebilir misin, söyleyemez misin?
أيمكنك أن تخبرنا بما جرى هنا أم لا؟ إنّه تنفيذ حكم إعدام

Kimse söyleyemez!
لا أحد يخبرني ما يجب علي فعله!

Bunun için hiçbirşey söyleyemez ya da açıklayamazsın
لا يمكنك اخباري بعدم اقتناعك بكل شيء تراه و لا تفهمه؟

Nerede olduğunu söyleyemez misiniz?
انتى لن تسطتيعى ان تخبرينى أين هى ؟

Babamın sizden ne istediğini söyleyemez misiniz?
ألا زلت تشعر أنّك لا تستطيع إخباري بما طلبه منك أبي؟