"sözünüzü" - Translation from Turkish to Arabic

• وعدك
• بوعدك
• بكلمتك
• لعهدك
• أن أقاطع

- Umarım Sözünüzü tutup o zamana kadar bitirirsiniz. - Hallederiz.
أن تنفذ وعدك و تكون الشقه مثاليه وقتها هذا أكيد

Sözünüzü tutmayınca da sizi tehdit etti ve siz de evine gittiniz.
وعندما لم تُبلى حسنا فى وعدك هَددتك وأنت ذهبت إلى منزلها

Sözünüzü yeterince duydum Jedi.
لن تتخلي عن ريلوث لقد سمعت الكثير من وعدك , ايها الجاداي

Londra'ya gittiğimizde Sözünüzü tutacaksınız değil mi efendim?
ستفى بوعدك عندما نصل إلى لندن, أليس كذلك, سيدى؟

Sizde bir tane var ve alabileceğim söylendi, ...üzgünüm ama sizden Sözünüzü tutmanızı bekliyorum.
لديكِ واحدة ولقد قيل لي بأنني أستطيع شرائه أنا آسفة ولكني مضطرة بأن أتمسك بكلمتك

Çünkü ayrı kaldığımız her gün Sözünüzü tutmadığınız bir gündür.
..لانه فى كل يوم نبقى أحياء يعتبر يوم لك لمخالفتك لعهدك

Sözünüzü bal ile kesiyorum ama yapacak işlerimiz var.
أكره أن أقاطع هذه السعادة، ولكن لدينا عمل..

Her neyse, eğer Sözünüzü tutmazsanız sonuçları olacak.
على أى حال ، إن خالفت وعدك الذى جعلنى فى صفك ، سيكون هناك مشكلة

Sözünüzü tutacağınızı kanıtlarsanız kocam hakkındaki gerçeği kimseye söylemem.
أنا سأتمسك بحقيقتك حول زوجي إذا أتيت بالبرهان على أن وعدك سينفذ

Ekibime bir şey olmayacağı Sözünüzü tutarsınız, değil mi?
لديّ وعدك بأن فريقي لن يتعرض للأذى، صحيح ؟

Peki, eğer bugün evlenirse Sözünüzü tutacak mısınız?
إذن، إذا تزوج اليوم عليك أن تحفظي وعدك.

Sözünüzü tutup gözünüzden öpmeme izin vereceksiniz.
أحفظى وعدك بالسماح لى بتقبيل عينيكى

Ama böylece siz Sözünüzü tutmuş olacaksınız. O da amacına ulaşarak
لكنك ستحافظين على وعدك وهي ستنتصر

Şimdi,Sözünüzü unutmayın, Doctor, David 48 saat içinde geri dönmek zorunda.,
والآن، لا تنسى وعدك يا دكتور يجب أن يعود (ديفيد) فى غضون 48 ساعة

Sözünüzü tuttunuz.
و حافظت على وعدك

Onu Sözünüzü tutmayarak siz öldürdünüz.
كلا كلا، أنت قتلته لأنك لم تستطع الوفاء بوعدك

Sözünüzü yerine getirme zamanı geldi.
أقول لك لقد حان الوقت لتفى بوعدك

Sizin Sözünüzü dinleyeceğini mi zannediyorsunuz?
هل تعتقدين أنه سيعتبر بكلمتك هذه ؟

Ayrıca bunu duyurursanız Sözünüzü tutmanızı sağlayabilirim.
وبإعلان ذلك, أجعلك تلتزم بكلمتك

Başkanın ne yaptığı önemli değil, hatta Lee'nin ne yaptığı da çünkü ayrı geçirdiğimiz her gün Sözünüzü tutmadığınız başka bir gün.
(لا يهم مافعلته الرئيسة أو حتى ما فعله (لى ..لانه فى كل يوم نبقى أحياء يعتبر يوم لك لمخالفتك لعهدك

Sözünüzü kesmek zorundayım.
لا بد أن أقاطع.