Şüphelinin sürdüğü yeni Lexus'un nasıl kullanıldığını ona sorması gerekti. | Open Subtitles | لقد سأل المشتبه به كيف هي يارة اليكزس التي يقودها |
Orada seni kaldırımın kenarında yaka uçları kırmızı olan, koyu siyah palto giymiş bir arabacının sürdüğü küçük bir araba bekliyor olacak. | Open Subtitles | حيث ستجد عربة صغيرة تنتظرك هناك يقودها زميل يرتدى جاكيت اسود ثقيل, بياقة بها احمر. |
1936'da Prag'da bir şampiyona maçında ilk sayının iki saat on iki dakika sürdüğü söyleniyor. | TED | في مباراة بطولة في براغ في عام 1936 يقال أن أول نقطة استغرقت ساعتين و12 دقيقة. |
İki saat on iki dakika sürdüğü söylenen daha önce bahsettiğim sayıyı hatırlıyorsunuz, değil mi? | TED | أتتذكرون النقطة التي تحدثت عنها التي قيل أنها استغرقت ساعتين و12 دقيقة؟ |
Bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim. Daha önce söylemeliydim. | Open Subtitles | آسف انه استغرق كل هذا الوقت كان يجب ان يكون مبكرا عن هذا |
Seni bulmam bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim ama geldim işte. | Open Subtitles | آسفة لأن هذا إستغرق وقتاً طويلاً مني لإيجادكِ ، ولكنني هنا الآن وسوف أخرجكِ من هنا |
Bu dersi almam çok uzun sürdüğü için özür dilerim oğlum. | Open Subtitles | أنا آسِفٌ, يا بُنَي, لأنه قد تأخرتُ جدا" في فهم هذا الدرس |
Size yanıt vermemiz uzun sürdüğü için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة فقد استغرقنا وقتا لإعادة الاتصال بك.. |
Bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim araştırma yapmam gerekiyordu. Görünüşe göre sende kendi araştırmanı yapıyorsun. | Open Subtitles | أسفة ان أستغرقت كل هذا الوقت كنت أقوم ببعض من عمليات البحث أرى انك تقوم ببعض من البحث الخاص بك |
sürdüğü arabanın nasıl olduğunu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | ليست لدى أدنى فكره عن نوع السياره التى كان يقودها |
Sanal gerçekliğin hüküm sürdüğü bir dünyada kendi giden bir arabaya kimin ihtiyacı var? | Open Subtitles | في عالم يسيطر عليه الواقع الافتراضي من منا بحاجة إلى سيارة يقودها بنفسه؟ |
Bay Begleiter, Lütfen ailemin o gece sürdüğü BMW'nun kime ait olduğunu öğrenir misiniz? | Open Subtitles | سيد "بيجتيلر" يجب أن تعرف لمن كانت السيارة ال"بى إم دبليو" التى كان يقودها أبى يوم الحادث |
Gelmem uzun sürdüğü için kusura bakmazsın umarım. | Open Subtitles | أرجو أن لا تكون قد انزعجت لأنني استغرقت وقتاً طويلاً حتى انتشى |
- Oh, zavallı. - Buraya gelmek uzun sürdüğü için üzgünüm. | Open Subtitles | يا عزيزي - اسف , استغرقت طويلا للوصول ال هنا - |
Anlamam bu kadar uzun sürdüğü için aptal gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أني غبي لأنها استغرقت مني وقتا طويلا |
Uzun sürdüğü için üzgünüm çünkü birisi bizi kara deliğe yem yapmaya çalıştı. | Open Subtitles | آسفة لأن ذلك استغرق كثيراً , و لكن شخص ما حاول أن يطعمنا للثقب الأسود |
Bu kadar uzun sürdüğü için çok üzgünüm, dostum. Ama yapılacak çok iş vardı. | Open Subtitles | يؤسفني أنه استغرق هذا الزمن كان هناك الكثير من الخشب |
Uzun sürdüğü için üzgünüm. Çok fazla tahta birleştirildi. | Open Subtitles | يؤسفني أنه استغرق هذا الزمن كان هناك الكثير من الخشب |
Sana iade etmem uzun sürdüğü için kusura bakma. | Open Subtitles | أأسـف إن إرجاعها لكِ إستغرق وقتاً طويلاً |
Uzun sürdüğü için üzgünüm. Emin olmak istedim. | Open Subtitles | آسفة، لقد تأخرتُ قليلاً أردت فقط التأكد |
Bunu izlemeden önce bu kadar uzun sürdüğü için kusura bakma. | Open Subtitles | ..قبل أن نشاهد هذا الفلم أعتذر لأنّنا استغرقنا وقتاً طويلاً في صنعه.. |
Geri dönmem bu kadar uzun sürdüğü için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف, أستغرقت وقت طويلاً للعودة |
Arkadaşımın sürdüğü parfümün aynısı. | Open Subtitles | ذلك نفس العطر الذي تضعه صديقتي. |