Beyaz bir elbise giyip duvak takmadığı sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما انه لا يرتدي ثوب أبيض والحجاب، وأنا لا أهتم. |
"Spencer Ricks diyor ki, 'Yemek ve temizlik yaptığı sürece sorun yok."' | Open Subtitles | سبينسر ريكس يقول : لا بأس بهذا طالما أنها تطبخ و تنظّف |
Talep bizden gelmediği sürece sorun yok. Konuş onunla. Teşekkürler beyler. | Open Subtitles | طالما ليس صادراً منا نحن تحدث إليها, شكراً لكم أيها السادة |
Hazırladığım plana uyduğumuz sürece, sorun olmayacaktır. | Open Subtitles | طالما التزمنا بالخطة الموضوعة,سيكون كل شئ على ما يرام |
İyi bi çocuk olacağına söz verdiğin sürece sorun yok. | Open Subtitles | لابأس, طالما أنك تعِد أنك ستكون فتى جيداً |
Beni en kötüsüne hazırladın. Bir çukura pisleyip, burunlarından içeri böğürtlen sokmadıkları sürece sorun yok. | Open Subtitles | أنتي هيئتني للأسوء ، طالما أنهم لا يعيشون في كهف ويأكلون ما يخرج من أنوفهم |
Johnnie olduğuna inandığı sürece sorun yok. | Open Subtitles | لكن الامر بخير .. طالما انه يعتقد بأنه كان جوني |
Yargıç, telif ücretini ödediğiniz sürece sorun olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | القاضي لم يمنع ذلك طالما تعطيه نسبة أرباح |
Oynayacak gerçek silahları olmadığı sürece, sorun yok. | Open Subtitles | طالما ليس لديهم اسلحة حقيقية للعب بها، أنا لا أرى كيف. |
Sizi zengin ettigi sürece sorun yok. | Open Subtitles | لا بأس بذلك بالنسبة لكم طالما أنه يُساهم بغناكم المادي |
Tanklarla karşılaşabiliriz. Yalnızca yaşlılar ve çocuklar olduğu sürece sorun yok. | Open Subtitles | حسنا طالما لا يوجد سوي العجائز و الاطفال |
Hayır, konuşmadıkları sürece sorun yok. | Open Subtitles | كلا طالما أن المسئولين لم يتكلموا نحن بخير |
Müvekkilimi tehdit etmediği sürece sorun yok. Yakında, ama burada olmaz. | Open Subtitles | جيد , طالما أنه لا يهدد عميلتى قريبا ص لكن ليس هنا |
Kimse hiç birşeyin nasıl çalıştığını bilmiyor, çalıştığı sürece sorun yok. | Open Subtitles | لا أحد يعرف كيف يعمل طالما أنه يستمر بالعمل |
Tansiyonu 6'nın altına düşmediği sürece sorun yok demektir. | Open Subtitles | طالما أنّ ضغط دمها لا يهبط عن 60 أعتقد أنها ستكون على مايرام. |
Kesinlikle. Dikkat çekmeyecek şekilde davrandığımız sürece. Sorun değil. | Open Subtitles | كأنها محطة ترانزيت، طالما بقينا في حالنا لن تحدث مشاكل |
Birbirinizden nefret etmediğiniz sürece, sorun ne anlamıyorum. | Open Subtitles | طالما أنكما لا تكرها بعضكما البعض لا أرى مانعاً |
Barbie karidesi gördüğü sürece sorun yok. - Selam. - Selam, tatlım. | Open Subtitles | لا يهم طالما انة على باربى مرحباً مرحباً عزيزتى |
Burada yapmadığın sürece sorun yok. | Open Subtitles | مادمت لا تقوم به هنا |
Gelenler daha fazla olduğu sürece sorun yok. | Open Subtitles | ما دام هناك واردات ,فـنحن بخير |
Bu koca taş yığınına Alman kahramanlar saldırmaya ve onu fethetmeye çalıştığı sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالماأنهناككميةكبيرةمنالحجرالجيري.. وجميعالأبطال"الألمان"فيالخارجللهجوم .. و المُناظلة, فلستُ آبه. |
İş birliğinizi kesmediğiniz sürece sorun olmaz. | Open Subtitles | لن يشكّل ذلك مشكلة ما دمنا نحظى بتعاونكَ المستمرّ |