Efendim, nasıl göründüğünü biliyorum ama istemeyerekte olsa, ben Sıçrayan isyanının gerçek olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | سيدي اعرف كيف يبدو عليه الامر ولكني مكرها اخذت أؤمن بأن ثورة السكيترز حقيقه |
Tesisin dışını Sıçrayan dostlarınızla keşfedeceksiniz. | Open Subtitles | بامكانكم الاستطلاع مع اصدقائكم السكيترز خارج المجمع |
Sıçrayan, insan sayesinde konuşuyor. Nasıl diye sorma. | Open Subtitles | السكيتر تتحدث من خلال البشر ولا تسألني كيف |
Kafasının içine girmeye çalışıyordu tek gözlü Sıçrayan hakkında bildiklerini araştırıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول الدخول الى راس بين ليعلم مايعرفه بين عن السكيتر ذو العين الواحده |
Sıçrayan Larry'in Alet Dükkanı için reklam yapacağım. | Open Subtitles | سأؤدي إعلانات تلفزيونية لمخزن أجهزة (ليبن لاري) |
Onların eskiden Sıçrayan olmayabileceği demek oluyor. | Open Subtitles | ربما يعني أنهم لم يكونوا سكيتر طوال الوقت |
Şu anda o Sıçrayan ve Mekanik piçlerden kaç tane kaldı bilmiyorum ama daha öncekinden az olduğu kesin. | Open Subtitles | أنا لا أعلم عدد القافزات و الآلات التي تركها اللعينون و لكنهم أقل جداً مما كانوا |
Burada bir Sıçrayan tutmamalıyız bence. | Open Subtitles | أنا فقط لا أظن أنه يجب أن نبقي قافزة هنا |
Görünürde Sıçrayan yok. Şimdiye kadar çok iyi. | Open Subtitles | لا يوجد قافزات أمامنا، الأمر جيد حتى الآن |
Bir Sıçrayan grubu tarafından esir tutulan çocukları kurtarmaya çalışırken Mekanik ateşiyle ortadan ikiye ayrıldı. | Open Subtitles | حينما مزقته رصاصات الميك اربا لما حاول ان ينقذ مجموعه من الاطفال اوقفوا بواسطة رتل من السكيترز |
Ve onun yanına geri döndüm bir Sıçrayan bölüğü tarafından takip ediliyordu. | Open Subtitles | وبالوقت الذي وصلت اليه كان يطارد بغوغاء من السكيترز |
O Sıçrayan koşumlarıyla iletişim kuruyordu sanki. | Open Subtitles | بدا كانه يتواصل مع واحد من لجامات السكيترز |
Koşumlarına karşı koyma özelliği geliştirilen bir Sıçrayan grubu var. | Open Subtitles | هناك مجموعه من السكيترز طوروا قدرة على مقاومة لجامهم |
Büyük bir Sıçrayan dalgası bizi yıpratmaya çalıştı. | Open Subtitles | كانت هناك موجة كاملة من السكيتر محاولة لتصفيتنا |
Jimmy'yle neden Sıçrayan avlıyordunuz, Ben? | Open Subtitles | ماذا كُنت تَفعل أنتَ وجيمى هَل كنتم تقوموا بإصطياد "السكيتر" ؟ |
Bak, Teck ve ben herkesten daha çok Sıçrayan öldürdük. | Open Subtitles | "أنظُر لقد قُمت أنا و (تيك) بقتل العديد مِن "السكيتر |
Arayan Sıçrayan Larry'nin ta kendisiydi. Onla yarın görüşeceğim. | Open Subtitles | مَن حادثني كان (ليبن لاري) بنفسه، سألتقي به غداً |
Biliyor musun, adamın bir tane bacağı var ve hala kendine Sıçrayan Larry diyor. | Open Subtitles | أتعلم, ذلك الرجل لديه رِجل واحدة ولا يزال يدعو نفسه بـ(ليبن لاري) |
Sıçrayan yuvasını gizlenmek için kullanılabilecek bir Büyük Efendi için yeteri kadar büyük yerler. | Open Subtitles | هذه الأماكن كبيرة جدا ل لورد اشفيني لأيواء عش سكيتر للأختباء |
Clayton Sıçrayan dostlarına çocuklarımızı güvende tuttuğunu söylemiştir. | Open Subtitles | كليتون أخبر أصدقاءه القافزات بأنه حصل على أطفالنا |
- Küçük, cırcır öten Sıçrayan böcekler. | Open Subtitles | -حشرة صغيرة قافزة تصدر الصَّرير |
Üzerimize gelen bir Sıçrayan saldırısına direnmek için epey uzun bir zaman. | Open Subtitles | هذا وقت طويل للمكوث مع وجود هجمة قافزات في طريقها إلينا |
Bu Sıçrayan örümcek yeryüzünde bu kadar yüksek kesimlerde yaşayabilen tek canlıdır. | Open Subtitles | هذا العنكبوت القافز أعلى ساكن دائم على كوكب الارض. |
Zira asfalt üzerinde çok fazla Sıçrayan su olur. | TED | و تكثر المياه المتناثرة على الإسفلت |
Sizden ayrıldıktan sonra bir Sıçrayan devriyesi bizi fark etti. | Open Subtitles | لقد كشفتنا دورية سكيترز بعد بضعة ايام من مغادرتنا |