Mahkeme salonunda Sıcaklığın 36 derece olduğu.... ...bilgisi bana verildi. | Open Subtitles | لقد استدعى انتباهى أن درجة الحرارة فى هذه القاعة الآن هى 97 درجة فهرنهايت |
Bu Sıcaklığın şehrin Vadi olarak adlandırılan bölgesinde 40 dereceyi bulması beklenirken bu gecenin tahmini en düşük sıcaklığı 29 derece olarak belirlendi. | Open Subtitles | في الوادي 105 درجة الليلة ستكون درجة الحرارة 79 |
Isıya duyarlı kamerayla çiçeklerin Sıcaklığın 10 dereceye kadar çıkabildiğini gösteriyor. | Open Subtitles | آلة تصوير حساسه للحراره يكشف زيادة حرارة الزهرة ب10 درجات مئوية |
Sıcaklığın eksi 19 derecenin altına düşmesi ile dondurucu bir soğuk başladı. | Open Subtitles | موجة برد شديدة الليلة بدرجات حرارة منخفضة تصل إلى 19 تحت الصفر |
Ilıman bölgelerde Sıcaklığın yumuşamasına yardımcı olur ve bize ılıman hava verirler. | TED | فهي تساعد على تخفيف درجات الحرارة في المناطق الحارة مما يمنح الكوكب الطقس المستقر. |
İyi bir ruh hali içindeysen, senin Sıcaklığın yavaşça artıyor ve rengi berraklaşıyor. | Open Subtitles | إذا كنت في مزاج جيد فإن حرارتك ترتفع قليلا مسببة لونا ساطعا |
Ve beni tekrardan lezzetli görünüşünle dolduruyorsun... Sıcaklığın... gücün. | Open Subtitles | واملأي عيني من جديد بجمالكِ الفاتن الدفء.. قوتكِ.. |
Eğer konu Sıcaklığın düştüğü geceyse, bunda utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | إذا كان ذلك بخصوص اليوم الذي تعطلت فيه التدفئة فلا داعي للشعور بالإحراج |
Sen... senin... Vücut Sıcaklığın düşüp teninin donması ve geçici soğuk ısırığına yakalanmadan oradan çıkabilmen için iki dakikan var. | Open Subtitles | لديكِ حوالي دقيقة واحدة قبل أن تنخفض درجة حرارتكِ الأساسيّة وقبل أن يتجمّد جلدكِ من الصقيع |
Sıcaklığın aşırı derecede düşük olacağını unutmayın. | Open Subtitles | لا تنسى بأن الحراره منخفضه بشكل غير طبيعي |
Sıcaklığın 40 derecenin üzerinde olmasından dolayıydı, ellerim terlemişti hem de ben bize öğretildiği gibi reçine kullanmayı unutmuştum. | Open Subtitles | كان هذا بسبب ارتفاع درجة الحرارة للمئة درجة مئوية و كانت يدي متعرقة لقد نسيت معالجة السلاح بالصمغ كما علمونا |
Sıcaklığın değişimine uyum sağlamak ve antifriz gibi çalışan proteini geliştirmek için 40 milyon yıl uğraştılar. | Open Subtitles | كان لديهم 40مليون سنة للتكيف مع درجة الحرارة وتطور هذا البروتين الذي يعمل كمضاد للتجمد |
Hava durumu spikeri, Sıcaklığın aniden sıfırın altına düşmesiyle birlikte tıpkı filmlerdeki gibi gök gürültüsü ve yıldırım görebileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | الارصاد الجوية اخبرونا اما قد نرى رعد وبرق اثناء العاصفة وان درجة الحرارة ستصل ال تحت الصفر |
Ve bunun gündüz sıcaklıklarıyla ortalamasını aldığınızda ortalama Sıcaklığın yüzyıl içinde 0.7 derece artığını görürsünüz. | TED | وهكذا إن قمتم فقط بحساب معدل ذلك مع درجة حرارة النهار، يبدو وكأنها ارفتعت بحوالي 0.7 درجة في هذا القرن. |
Özellikle, paten kayma sonucunda zaten normalin üzerinde bir vücut Sıcaklığın varsa. | Open Subtitles | وخصوصا عندما كنت لديها بالفعل أعلى من المعتاد درجة حرارة الجسم من كل ما التزحلق على الجليد. |
BL: Bu solucanlar Sıcaklığın uç noktalarında yaşıyorlar. | TED | بيل لينج : هذه الديدان تعيش في درجات الحرارة الخارجية الحقيقية. |
Ne yazık ki Sıcaklığın yaklaşık 10 milyon Kelvin derecesine kadar ulaşabileceği Güneş'in kavurucu derecede sıcak olan atmosferine sondalar gönderemiyoruz. | TED | لسوء الحظ، لا يمكننا إرسال المسبار الفضائي إلى الغلاف الجوي الحارق للشمس، حيث تصل درجات الحرارة إلى 10 ملايين درجة كلفن. |
Kötü ruh hali içindeysen vücut Sıcaklığın artıyor ve rengi kararıyor. | Open Subtitles | و إذا كنت في مزاج سيء حرارتك تنخفض، و الخاتم يتلون بالأسود |
Onun yanındayken vücut Sıcaklığın artıyor. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}ترتفع درجة حرارتك نحو ربع درجةٍ أثناء وجودك معه. |
Gezegende yaşayan herkes sığınacak bir Sıcaklığın peşinde. | Open Subtitles | جميعنا في هذا الكوكب، نبحث عن الدفء. هذا كل ما نريده. |
Sıcaklığın düştüğü gece hariç. | Open Subtitles | ما عدا ليلة واحدة, عندما انطفأت التدفئة |