İkincisi ise, insanoğlu olarak küresel ortalama sıcaklığa alışkın değiliz. | TED | والشيء الثاني هو أننا نحن كبشر لا نختبر معدل الحرارة العالمي. |
Kimyasallar veya kimyasalların miktarı sıcaklığa bağlıdır, pH'a bağlıdır, besinlere bağlıdır. | TED | و المواد الكيمياء أو كميتها، رهينة بدرجة الحرارة و درجة الحموضة و المغذيات. |
Saate ve sıcaklığa karşı çalışıyorlar. | TED | فهم يعملون ضد مؤشر الساعة .. ومؤشر الحرارة |
Kap oda sıcaklığının çok üzerinde bir sıcaklığa sahipti. | Open Subtitles | الحاوية حافظت على درجة حرارة أعلى من درجة حرارة الغرفة بعدة درجات |
Efektif sıcaklığa ulaşmak için bir fırın kullanmanız gerekir bu da dokuların çoğunun bozulmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | يتطلب الأمر فرناً كي يصل للحرارة المطلوبة وهذا يعني أن أغلب الأنسجة بقيت سليمة |
Gün ilerledikçe sıcaklık hızlı bir şekilde artıyor ve öğleden önce bile rahatsız edici bir sıcaklığa ulaşıyor. | Open Subtitles | ومع تقدم النهار ترتفع درجة الحراره بسرعه حتى قبل الظهر تكون حاره جداً فلابد من الراحه |
Ve bir kaç gün sonra, sıcaklığa bağlı olarak, yumurta çatlayacak, ve parasitin larvası yaprak bitini içten içe yiyecek. | TED | وبعد ايام قليلة,واعتمادا على درجة الحرارة, البيضة سوف تفقس, واليرقة الناتجة سوف تأكل المن من الداخل. |
O zaman bu berbat sıcaklığa daha fazla katlanmak zorunda değilim. | Open Subtitles | ليس علي أن أتحمل هذه الحرارة الرهيبة أكتر من ذلك |
Bir dakika. bu galaktik gelişmiş teknoloji ürünü geminin azıcık sıcaklığa dayanamayacağını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | لحظة.. هل تخبرنى أن هذه التكنولوجيا الكونية المتقدمة لهذه السفينة لا تحتمل الحرارة |
Bu sert siyah mineral, sıcaklığa karşı koyabilir. | Open Subtitles | إنه معدن أسود قاسي لن ينصهر بسبب الحرارة |
sıcaklığa bakarsanız güneşe yakın bir gezegen olduğu kesindi. | Open Subtitles | ، من الحرارة كان بالتاكيد كوكب قريب من الشمس |
sıcaklığa ve büyüklüklerine mi bakıyoruz doktor? | Open Subtitles | ماهي درجة الحرارة والحجم الحالي يا دكتور؟ |
- Vücudundaki bozulma bulunduğu yer derinlik ve sıcaklığa bakılırsa oraya 8 yıldan daha uzun süre önce gömülmüş. | Open Subtitles | تعفن الجثة. بالنسبة لمكان العثور عليها، العمق، درجة الحرارة. |
Buhar banyosu için bulaşık makinesini uygun sıcaklığa getirdim. | Open Subtitles | جهّزت له غسالة الصحون بدرجة الحرارة المُفضلة له لتسبيحه |
Şimdi anladım. Elbiselerin seni kızıl güneş ışığından koruyor. Ama bu sıcaklığa fazla dayanamaz. | Open Subtitles | فهمت الآن، ثوبكم هذا يحميكم من أشعة الشمس الحمراء لكنه لن يصمد طويلاً امام هذه الحرارة |
Yatak böcekleri karbondioksite, sıcaklığa ve vücut kokusuna gelen böcek vampirlerdir. | Open Subtitles | بقّ الفراش هي حشرات مصاصة للدماء مُنجذبة الى غاز ثنائي أوكسيد الكربون , الحرارة وروائح الجسم |
Biz solunabilir havaya, uygun sıcaklığa ve suya sahibiz. | Open Subtitles | لدينا هواء نتنفسه ، لدينا درجة حرارة لطيفة ، ولدينا ماء |
Tetikleyici oldukça yüksek bir sıcaklığa ayarlanmış olmalı. | Open Subtitles | هذا المفجر يجب اعداده في درجة حرارة عالية |
Karaciğer sıcaklığa bakacak olursak yaklaşık 72 saat önce. | Open Subtitles | تشير درجة حرارة الكبد إلى ما يقارب 72 ساعة |
Tamam ama sıcaklığa bu kadar uzun süre maruz kalmak aslında çok tehlikeli. | Open Subtitles | حسنا , لكن التعرض للحرارة هذه المدة خطر للغاية |
Yeterli sıcaklığa ulaştılar, evet. | Open Subtitles | نعم لقد وصلتا للحرارة المناسبة |
3 dakika kala, azami sıcaklığa yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | ثلاث دقائق ويقتربون لدرجه الحراره القصوى |