"sıkışıp kaldı" - Translation from Turkish to Arabic

    • عالقة
        
    • علق
        
    • حُبس
        
    Şayet arkadaşım hala hayattaysa, aşağıda sıkışıp kaldı. Open Subtitles ماكرا وإن كانت صديقتي ما تزال حيّة فهي عالقة بالأسفل
    Paralel dünyada yaşamakla kalmıyor, hatta orada sıkışıp kaldı. Open Subtitles إنها لا تعيش في عالم موازٍ فحسب، بل هي عالقة هناك
    Hem tüm aletlerim ağaca sıkışıp kaldı. Open Subtitles بالإضافة إلى ذلك , جميع أدواتي عالقة فيها
    Dünya'nın yörüngesinde, gemisinin enkazı içinde sıkışıp kaldı,... Open Subtitles أنوبيس علق في مدار الأرض وأستوطن في حطام سفينته
    Zaten orada sıkışıp kaldı, bir yere kaçamaz. Open Subtitles لقد علق هناك لن يذهب إلى أى مكان
    Bu figüranlar vagonunda birçok nesil sıkışıp kaldı. Open Subtitles حُبس أجيال في شاحنات الاستعراض تلك
    Hem tüm aletlerim ağaca sıkışıp kaldı. Open Subtitles بالإضافة إلى ذلك , جميع أدواتي عالقة فيها
    Burada, sıkışıp kaldı çünkü sen onun öbür tarafa geçmesine yardım etmiyorsun. Open Subtitles -إنها عالقة هنا ، حسناً لأنك لا تساعدها في العبور إنه غير صحي
    Kız balkonda sıkışıp kaldı. Open Subtitles 00 صباحاً فتاةٌ عالقة في الشرفة
    Ama ne yazık ki bu iki ülke arasındaki nefretten dolayı ...iki ülke arasında sıkışıp kaldı. Open Subtitles ولكن للأسف، هذا godsent ..is عالقة وسط الكراهية بين بلدين
    Ben pop yıldızı olmak isterken, varlığım eski şampanyalar ve lüks kayak merkezleri, dağ evleri arasında sıkışıp kaldı. Open Subtitles "لكنني عالقة في أسلوب الحياة المحبوس هذا... للشامبانيا العتيقة و... وشاليهات التزلج المترفة...
    Oraya sıkışıp kaldı. Open Subtitles إنها عالقة هناك
    Fransa, Cezayir'le feci bir savaşın içinde sıkışıp kaldı, Majesteleri. Open Subtitles (فرنسا) عالقة فى حربِاً فظيعة فى (الجزائِر)، سُمُوِّك.
    Bir Matrix hapishanesi inşa ettin ve şimdi May'in zihni içinde sıkışıp kaldı. Open Subtitles لقد صنعت سجن من المصفوفة و الآن (ماي) عالقة فيه (مثل فيلم(مسح العقل brainscan
    İçeride sıkışıp kaldı. Open Subtitles إنها عالقة بالداخل!
    William Howard Taft o kadar şişmandı ki, kendi küvetinde sıkışıp kaldı. Open Subtitles لقد كان (ويليام هاوارد تافت) سميناً جداً لدرجة انه علق بحوضه المائي
    Ofisinde nasıl sıkışıp kaldı? Open Subtitles كيف علق في مكتبه المحترق في الداخل؟ ؟
    Artık geri dönüş yok. Orada sıkışıp kaldı. Open Subtitles لا طريق للعوده الان هو علق
    Bir tür güç alanı içinde sıkışıp kaldı. Open Subtitles ...يبدو أنه علق في
    Yani Julian, sonsuza dek ya da o ölene kadar Tyler'ın içine sıkışıp kaldı mı? Open Subtitles إذًا (جوليان) حُبس داخل (تايلر) للأبد أو إلى أن يموت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more