| Şayet arkadaşım hala hayattaysa, aşağıda sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | ماكرا وإن كانت صديقتي ما تزال حيّة فهي عالقة بالأسفل |
| Paralel dünyada yaşamakla kalmıyor, hatta orada sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | إنها لا تعيش في عالم موازٍ فحسب، بل هي عالقة هناك |
| Hem tüm aletlerim ağaca sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك , جميع أدواتي عالقة فيها |
| Dünya'nın yörüngesinde, gemisinin enkazı içinde sıkışıp kaldı,... | Open Subtitles | أنوبيس علق في مدار الأرض وأستوطن في حطام سفينته |
| Zaten orada sıkışıp kaldı, bir yere kaçamaz. | Open Subtitles | لقد علق هناك لن يذهب إلى أى مكان |
| Bu figüranlar vagonunda birçok nesil sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | حُبس أجيال في شاحنات الاستعراض تلك |
| Hem tüm aletlerim ağaca sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك , جميع أدواتي عالقة فيها |
| Burada, sıkışıp kaldı çünkü sen onun öbür tarafa geçmesine yardım etmiyorsun. | Open Subtitles | -إنها عالقة هنا ، حسناً لأنك لا تساعدها في العبور إنه غير صحي |
| Kız balkonda sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | 00 صباحاً فتاةٌ عالقة في الشرفة |
| Ama ne yazık ki bu iki ülke arasındaki nefretten dolayı ...iki ülke arasında sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | ولكن للأسف، هذا godsent ..is عالقة وسط الكراهية بين بلدين |
| Ben pop yıldızı olmak isterken, varlığım eski şampanyalar ve lüks kayak merkezleri, dağ evleri arasında sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | "لكنني عالقة في أسلوب الحياة المحبوس هذا... للشامبانيا العتيقة و... وشاليهات التزلج المترفة... |
| Oraya sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | إنها عالقة هناك |
| Fransa, Cezayir'le feci bir savaşın içinde sıkışıp kaldı, Majesteleri. | Open Subtitles | (فرنسا) عالقة فى حربِاً فظيعة فى (الجزائِر)، سُمُوِّك. |
| Bir Matrix hapishanesi inşa ettin ve şimdi May'in zihni içinde sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | لقد صنعت سجن من المصفوفة و الآن (ماي) عالقة فيه (مثل فيلم(مسح العقل brainscan |
| İçeride sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | إنها عالقة بالداخل! |
| William Howard Taft o kadar şişmandı ki, kendi küvetinde sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | لقد كان (ويليام هاوارد تافت) سميناً جداً لدرجة انه علق بحوضه المائي |
| Ofisinde nasıl sıkışıp kaldı? | Open Subtitles | كيف علق في مكتبه المحترق في الداخل؟ ؟ |
| Artık geri dönüş yok. Orada sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | لا طريق للعوده الان هو علق |
| Bir tür güç alanı içinde sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | ...يبدو أنه علق في |
| Yani Julian, sonsuza dek ya da o ölene kadar Tyler'ın içine sıkışıp kaldı mı? | Open Subtitles | إذًا (جوليان) حُبس داخل (تايلر) للأبد أو إلى أن يموت. |