| Orada kimin olduğu fark etmez. Benim neye inandığım da farketmez. sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | لايهم ما يوجد بالخارج هناك ، ولا يهم ما أصدقهُ ، فنحنُ عالقون |
| Lucas ilk maçına çıkıyor, bizse bu aptal kütüphanede sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | إنها مباراة لوكاس الأولى ونحن عالقون في هذة المكتبة الغبية أتمنى أن نعرف النتيجة |
| Sonsuza dek buraya sıkışıp kaldık. Bu gözler asla Amerika'yı göremeyecek. | Open Subtitles | سنبقى عالقين هنا الى الأبد هذه العينين لن ترى أمريكا ابدا |
| Evde, yapacak hiçbir şeyimiz yok ve burada sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقين في المنزل، بدون أي شيء لنفعله |
| Birbirimizi istediğimiz kadar suçlayabiliriz ama sıkışıp kaldık, beğen ya da beğenme, birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | يمكننا توجيه الاتهامات كما نشاء.. ولكن الحقيقة هي أننا عالقان معاً أعجبك هذا أم لا.. |
| - Burada sıkışıp kaldık. - Yakınmayı bırak. | Open Subtitles | لا أصدق إننا علقنا هنا لا تكُونُ مثل خنفساء الموتِ |
| - Burada sıkışıp kaldık. - Ona haber bile yollayamıyoruz. | Open Subtitles | لقد حوصرنا هنا حتى اننا لا نستطيع إرسال رساله لها |
| Bana sağ dönmemi söylediğiniz için şimdi tek yönlü sokakta sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | لقد قلت لى أن أسلك هذا اليمين و الآن نحن عالقون في شارع ذات إتجاه واحد |
| Şu anda birleşmeden dolayı, istikrardan uzak bir durumdayız, ve bu zor kararlar arasında sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | نحن في هذا الظرف العابر بسبب الإندماج ونحن عالقون في هذا القرارالصعب |
| Tek seçeneğimiz bu. Bu olayda sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | إنه خيارنا الوحيد, نحن عالقون بهذا التحقيق سويا. |
| Tâ ki bir görev veya hükümet tarafından ölünceye dek buraya sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقون هنا حتى نُقتل في مهمة أو تقتلنا الحكومة |
| Sen ve ben, bu anda sıkışıp kaldık sonsuza dek. | Open Subtitles | أنا و أنت، عالقون في هذه اللحظة إلى الأبد |
| Yani, ne yaptıklarını kimsenin bilmediği, kendimizin diğer versiyonlarının olduğu, başka bir evrende sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | إذا نحن عالقون هنا في كون أخر مع نسخنا المستقبلية التي تتجول هنا الله وحده يعلم ماذا يفعل |
| Boşuna uğraşma, denedim. sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | ،لا تحاولي ، فقد حاولت مُسبقاً نحن عالقين تماماً |
| Yardım gelene ya da o gidene kadar burada sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | الآن، إننا عالقين هنا حتى .تأتي المساعدة أو يرحل |
| Sence neden 10 Mayıs 1994 döngüsünde sıkışıp kaldık? | Open Subtitles | لمَ بظنّك نحن عالقين في حلقة تكراريّة ليوم 10 مايو من عام 1994 |
| İkimiz de burada sıkışıp kaldık ve yapacak başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كلانا عالقان في هذه القاعدة وليس ثمة عمل آخر لنقوم به |
| Bölge 17 hava geçirmez kabininde bir kaçış kapsülünde sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقان في حجرة نجاة فيكوةالمنطقةرقم 17! |
| Yani, şimdi ikimizde kitabın içinde sıkışıp kaldık. Tebrikler. | Open Subtitles | كلانا عالقان في الكتاب الآن تهانيّ |
| Burada sıkışıp kaldık ve çok soğuk ve dürüst olmak gerekirse kolumu ne kadar yukarda tutabilirim bilemiyorum. | Open Subtitles | لقد علقنا هنا و الجو بارد و كى اكون اميناً لا اعرف الى متى ساقدر رفع ذراعى |
| Kusura bakma, yardım edemedik. Metroda sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | نحن اسفون , لم نستطع عمل اي شيء لقد علقنا في المترو |
| Ve sıkışıp kaldık 38. katta. | Open Subtitles | و... علقنا... فى الدور الثامن والثلاثونِ... |
| - 6 tane şef. sıkışıp kaldık resmen. | Open Subtitles | ستة مارشالات لقد حوصرنا |
| İçeride sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | نحن محبوسون في الداخل |
| Bütün gece sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | سنعلق هنا طول هذه الليلة |