"sıkışmış durumda" - Translation from Turkish to Arabic

    • عالق في
        
    • عالقين
        
    • بالوتد
        
    • أنه محاصر
        
    Rahatsızlık veren bir çocuk kitabı işte Bob, Biliyorum, ama bunun yanısıra benimle sıkışmış durumda. Open Subtitles أعلم أن ذلك كتاب أطفال مزعج، ولكنه عالق في ذهني رغم ذلك
    Bir çimento kalıbının içinde sıkışmış durumda her saniye katılaşıp sertleşen beton çimentosunun. Open Subtitles انه عالق في أسمنت أسمنت الذي يجف سريعاً
    Hayır, binanın ikinci katında iki tane çalışan sıkışmış durumda. Open Subtitles لا، لا يزال هناك اثنين من الموظفين عالقين في الطابق الثاني.
    Prue ve onların ortakları iyi ve kötü arasında bir cehennemde sıkışmış durumda. Open Subtitles إنَّ "برو" و شريكهم عالقين في عالم الأموات بين الخير و الشرّ
    Daha çok eve sıkışmış durumda. Open Subtitles إنها أشبه بالوتد
    Daha çok eve sıkışmış durumda. Open Subtitles إنها أشبه بالوتد
    Şu an burada ve sıkışmış durumda. Open Subtitles أنه هنا. أنه محاصر هنا.
    - General, Jack o gezegende sıkışmış durumda. Open Subtitles -أيها اللواء,جاك عالق في ذلك الكوكب
    Şu anda, Robbie diğer taraftan gelen çekimi hissediyor çünkü buraya ait olmayan bir tür kuantum enerjisi ile kaplı bir kutuda sıkışmış durumda. Open Subtitles حاليا (روبي) يشعر بأنه يسحب من ذلك المكان الآخر ﻷنه عالق في صندوق به حزمة من الطاقة الكمية التي لا تنتمي لهذا المكان، و هي قطعا لا تنتمي لك أنت
    Patrick, bir sürü çocuk bu domates fırtınasında sıkışmış durumda. Open Subtitles مجموعة من الاطفال عالقين بالاعصار
    Asıl soru "niye." Niye bizi burada sıkışmış durumda bıraksınlar? Open Subtitles حسناً " لماذا " ؟ هو السؤال الكبير لماذا يرغبون بتركنا عالقين هنا ؟
    Bizden daha fazla sıkışmış durumda. Open Subtitles حتى أنه محاصر أكثر منا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more