"sıkıştırıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يضغط
        
    • تضغط
        
    • تضييق
        
    • يَسْحقُ
        
    • يعتصر
        
    • الخناق
        
    Radyasyon seviyesi çok yüksekse izotopları yeniden sıkıştırıyor olabilir. Open Subtitles إذا كان مستوى الإشعاع مرتفع بما فيه الكفاية , فقد يضغط عليهم مرة أخرى.
    Louis güvenlik görevlisini sıkıştırıyor ama konuşmayacaktır. Open Subtitles لويس يضغط على الحارس, و لكنه لن يتحدث.
    Mesanem, karnımdaki çocuğunu sıkıştırıyor. Open Subtitles مثانتي تضغط ضدّ غير مولودتك الطفل، والتر.
    Üzgünüm ama birleşmeden beri muhasebe beni çok sıkıştırıyor ben de görmezden gelemiyorum artık. Open Subtitles آسف، ولكن المحاسبه تضغط علي منذ الدمج ولا استطيع تجاهل لفتره اطول
    Şirketlerini satsınlar diye, adamlari iyice sıkıştırıyor. Open Subtitles هو يحاول تضييق الخناق على هؤلاء الرجال في بيع شركاتهم إليه "قتال"
    Akciğerlerini sıkıştırıyor. Open Subtitles انه يَسْحقُ رئتَه.
    Ama bu sefer duruma bakınca kobra, firavun faresini çok fena sıkıştırıyor. Open Subtitles لكن هذه المرة يبدو أن النصر لـ.. الكوبرا الذي يعتصر النمس
    Bana ulaşmak için seni sıkıştırıyor. Open Subtitles انه يضغط عليك لكى يصل إلى
    Yusuf, çocuk sıkıştırıyor. Open Subtitles ـ يوسف .. الطفل يضغط
    Şimdi daha fazla sıkıştırıyor. Open Subtitles إنه يضغط عليّ أكثر الآن
    İşçi Partisi beni sıkıştırıyor. Open Subtitles حزب العمل يضغط علي
    - Beni sıkıştırıyor, evlat. Limanı şerif departmanına vermekle tehdit ediyor. Herkesin işinin içine eder. Open Subtitles إنها تضغط علي إنها تهديد بالتقديم إلى شرطة العمدة
    - Buradaki kadın, beni çok sıkıştırıyor. Open Subtitles -مرحباً -هذه المرأه هنا ، انها تضغط على حقاً
    Başka bir adam ona çıkma teklif etti diye Lyndsey beni bağlılığımız olması hususunda sıkıştırıyor. Open Subtitles (ليندزي) تضغط عليّ من أجل اتّخاذٍ قرارٍ لأنّ رجلاً آخر دعاها للخروج معه.
    Şirketlerini satsınlar diye, adamlari iyice sıkıştırıyor. Open Subtitles هو يحاول تضييق الخناق على هؤلاء الرجال في بيع شركاتهم إليه. "قتال"
    Şimdi ondan bahsetmek bile sıkıştırıyor. Open Subtitles حتى اليوم أحصل على تضييق عند الحديث عنه
    Akciğerlerini sıkıştırıyor. Open Subtitles انه يَسْحقُ رئتَه.
    Hefner daha fazla haraç almak için İrlandalıları sıkıştırıyor. Open Subtitles " هافنير " يعتصر الإيرلنديين لأجل رشوة إضافية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more