Matematik soyut olabilir, ama sıkıcı değildir ve hesaplamakla sınırlı değildir. | TED | قد تكون الرياضيات مجردة، ولكنها ليست مملة وهي ليست محصورة في الحوسبة. |
İş sıkıcı değildir. Simon, otur ve telefona cevap ver. | Open Subtitles | المهنة ليست مملة سيمون، إجلس وأجب على المكالمة |
Hastanede hayat asla sıkıcı değildir. | Open Subtitles | الحياة في مستشفى ليست مملة إطلاقاً |
Hiç sıkıcı değildir | Open Subtitles | ليس مملاً أبداً. |
Bu sıkıcı değildir. | Open Subtitles | هذا ليس مملاً. |
Vergi ödemeyerek kurtardıkları paraları, genellikle çok pahalı olan içkilere yatırırlar, ama onlarla birlikte olmak asla sıkıcı değildir. | Open Subtitles | الذي يدخرونه بتجنب الضرائب يصرفونه في المشروبات المبالغ في سعرها ولكن الاجتماع بهم لا يكون ابد مملا |
Bale sıkıcı değildir. Bale müzik, dans, şiir demek. | Open Subtitles | الباليه ليس ممل الباليه موسيقى ورقص وشعر |
Bazı oyunlar çok sıkıcı olur ki insanlar gitmek bile istemezler, ama Cotton sıkıcı değildir. | Open Subtitles | بعض الكنائس مملة و لا يود الناس الذهابإليها. لكن بوجود " كوتن " هي ليست مملة أبداً |
İnsanlar gitmek istemez ama Cotton oradaysa, asla sıkıcı değildir. | Open Subtitles | لكن بوجود " كوتن " هي ليست مملة أبداً |
- Senin işin sıkıcı değildir. | Open Subtitles | -وضيفتك ليست مملة |
Orası sıkıcı değildir. | Open Subtitles | ذلك ليس مملاً |
O da dedi ki, "Abigail, İncil bile senin inandığın gibi sıkıcı değildir." Solomon İncil'inin bazı yerleri öyle çekici ki, kilise üyelerinin bile yüzünü kızartır. | Open Subtitles | فقال ان حتى الانجيل ليس مملا كما تظنين وان باغاني سليمان متعة قد تزيل ملل الكنيسة |
- ...kitaplara düşkün, can sıkıcı rasyonel- - Rasyonellik sıkıcı değildir. | Open Subtitles | خجوله, مولعه بالكتب, ممله, رشيده الرشد ليس ممل |